23 Eylül 2016 Cuma

Kadın Kadın Dedin Başımın Etini Yedin: Kadın Söylemine Dair Korku Çemberleri

Kitabın Adı: Kadın Söylemine Dair Korku Çemberleri
Yayınevi: Mana Yayınları
Yazarı: Nasr Hamid Ebu Zeyd
Kitabı Bitiriş Tarihi:          23/09/2016                -           23.50 / İstanbul
 
İrfan'ın Notu:
Yazarla ilgili herhangi bir önyargım ve kanaatim olmadan kitabın başlığı ilgimi çektiğinden dolayı aldığımda açıkçası Mısır'da kendisini müslüman olarak görüp de dinden bu kadar uzak bir kadın yorumu beklemiyordum. Bazı düşünmeye sevk eden yaklaşımları ve tartışılması gereken haklı kanaatleri olduğunu söylemekle birlikte selefi düşünceye bu kadar düşmanca yaklaşım, onları anlamak yerine onların tezlerini hakirce reddediş, çözüm olarak çok açık naslar olduğu halde bu naslara tutunmanın tuzak olduğunu söyleyecek kadar müsteşrik bir kafadan böyle bir eser beklemiyordum. Belki bu beklemeyişimin sebebi Mana Yayınları ismini görmek olsa gerek ...
Her neyse, kitabı okumaya başlayıp da internetten yazar ile ilgili malumat aldıkça adamın karın ağrısının ne olduğu da anlaşılır hale geliyor. Kadın üzerinden İslam'ın temel değerlerini sarsmak için yazar elinden gelen bütün çabayı sarf ediyor. Kitabı okuduğunuzda yazarın müslümanlar arasında tartışılması gereken konular, çözüm odaklı olmak temeli üzerinden gideceği yerde bu konular çözümün İslam'ın temel ilkelerinden uzak bir şekilde batılı laik düşüncenin uygulanabilir düşünce sisteminde aranması gibi bir yola başvuruyor.
Yazar ile ilgili bir bilgi sitesi:
Buradan yazar ile ilgili belli bir kanaate sahip olabiliyorsunuz zaten. Bu bilgiler adaleti elden bırakmadan yazdığı eserler ile doğru orantılı mı diye kitabı okuduğunuzda belli bir kanaate siz de varmış oluyorsunuz...

Kitap ile ilgili notlar
"Kadın şehveti kışkırtan, içgüdüleri harekete geçiren, fitneye ve şeytanın tuzaklarına sevk eden bir varlık haline geldi. Tek çare onu tıpkı cahiliye dönemi bedevi Araplarının yaptığı gibi diri diri gömmek oldu. Ama bu sefer toprağa değil -iki göz için bırakılan delikten hariç- hiçbir açık yeri olmayan simsiyah bir kıyafetin içine gömüldü. Bu, toprağa gömmenin muadili bir eylemdi." (s. 32)
Yazarın muadili kelimesinin ne anlama geldiğini varsayarsak kendisini toprağa gömüp üzerini de kapattığımızda her halde örneklendirmesinin doğruluğunu yanlışlığını daha iyi anlar...
"Dini söylem, herhangi bir konunun tartışmasına, daima tartışma kabul etmeyen sabit fikirlerden yola çıkarak başlar. Yani 'hakimiyet' diye bilinen, dini nasların mercii olduğu, tabii ve  sosyal bütün alanlara şamil olduğu ilkesinden hareket eder. Onunla bu ilke üzerinden polemiğe girmek direk bu ilkeye teslim olmak demektir." (s. 71)
Yazarın bu cümlesi ile sorunların çözüm merciinin dini söylemlerin içerisinde değil dışında aramak olduğu anlaşılıyor ve kendisine yazık ediyor. Müslümanların arasında çıkan tartışmalarda çözüm mercii Kur'an ve sünnet olmaz ise o kişinin durumu nice olur?
Bu ve bunun gibi müslümanların asla kabul etmeyeceği görüşleri olduğu gibi, makul tartışma sorularını da açıkçası görebiliyoruz. Ama yazarın niyetinin hiç de hâlis olmadığı maalesef belirgin halde gözümüzün önünde duruyor.
Kadın özelinde problemlerin çözümü ile ilgili farklı bir bakış açısı geliştirme çabası içine giren fakat bu çabayı gül bahçesinde değil de bataklıkta arayan biri gibi duruyor yazar. Bataklıkta çözüm arayan birisinin kadın özelinde çözüm önerilerini merak ediyorsanız ...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder