Stefan Zweig
KİTABIN ADI:
Mecburiyet / Der Zwang
ÇEVİREN:
Gülperi Sert
YAYINCI:
Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları
TARİH:
18/11/2022
NOTLAR:
…
“Karşı koymak! İnsan nasıl karşı koyabilir ki? Onlar
herkesten güçlü, onlar dünyanın en güçlüleri.”
“Bu doğru değil. Dünya onlara izin verdiği sürece güçlüler.
Tek bir birey herhangi bir kavramdan daha güçlüdür her zaman, fakat kendisine
inanmalı, iradesine sahip çıkmalıdır. İnsan olduğunu ve insan kalmak istediğini
unutmamalıdır, işte o zaman etrafını saran, beynini uyuşturan vatan, görev,
kahramanlık gibi sözcükler, kan kokan, sıcak, canlı insan kanı kokan boş laflar
olarak kalırlar. Dürüst ol, vatan hayatın kadar önemli mi senin için? Soylu
hükümdarlarına bile kalmayan bir taşrayı resim yaptığın sağ elin kadar seviyor
musun? Düşüncelerimizle, kanımızla içimizde oluşturduğumuz görünmez adalet
dışında başka bir adalet olduğuna inanıyor musun? Hayır, cevabını ben vereyim,
hayır! Bunun için gidersen eğer, kendine yalan söylemiş olacaksın…” (sh. 13-14)
…
“Hayatını feda edeceksen neden inandığın bir şey için feda
etmiyorsun?” (sh. 14)
…
“Hak! Hukuk! Bugün dünyanın neresinde hak kaldı? İnsanlar
onu katletti. Herkesin hakları var, fakat onların, onların gücü var ve bugün
güç demek her şey demektir.”
“Neden onların gücü var? Çünkü bu gücü onlara siz
veriyorsunuz. Ve sizler korkak olduğunuz müddetçe onların gücü hep olacaktır.
Tüm bunlar, yani insanlığın bugün korkunç dediği şey, yeryüzündeki on insanın
iradesinden ibaret ve on insan bunu yeniden yıkıp yok edebilir. Bir insan,
yaşayan tek bir insan onlara karşı durarak bu gücü yerle bir edebilir. Fakat
sizler boyun eğdiğiniz, belki paçamı kurtarabilirim dediğiniz müddetçe, onları
can evinden vurmak yerine, onlara itaat ettiğiniz müddetçe, sizler sadece bir
kölesiniz ve bunu da hak ediyorsunuz demektir. Erkek dediğin çaresizce boyun
eğmez, ‘hayır’ demek zorundadır, bugün yerine getirmek zorunda olduğunuz tek
görev budur, hayvan gibi kendini öldürtmek değil.”
“Fakat Paula… ne düşünüyorsun… ne yapmalıyım?..”
“İçinde bir şeyler hayır diyorsa, sen de hayır demelisin.
Biliyorsun, ben senin hayıtını, özgür bir insan olmanı, mesleğini seviyorum.
Fakat bugün bana ‘benim öbür tarafa gitmem ve silahımla hak aramam lazım’
dersen ve ben bunu gerçekten yapmak zorunda olduğuna inanırsam, o zaman ‘git’
derim. Fakat bir yalan uğruna, kendin bile inanmadığın bir şey için, arada
kaynayıp kurtulurum umuduyla gideceksen, o zaman seni hor görürüm, evet seni
hor görürüm. İnsanlık adına gideceksen, inandığın bir şey uğruna gideceksen
seni tutmam. Fakat canavarlar içinde bir canavar, köleler içinde bir köle olmak
için gitmek istiyorsan, karşında olurum. İnsan bir amaç uğruna kendinden
vazgeçebilir, fakat başkalarının çılgınca fikirleri uğruna değil. Bırak vatan
için ona inananlar ölsünler…” (sh. 33-34)