Kitabın Adı: ŞİBUMİ
Yazarı: Trevanian
Yayınevi: E yayınları
Kitabı okumayı Bitiriş: 30 Eylül 2014 Salı
Kitabın Arka Kapağından:
Nicholai Hel, yarı Rus, yarı Alman asıllı koyu bir Amerikan düşmanı. Şangay'da doğmuş, bir Japon generali tarafından büyütülmüş ve go oyununu öğrenmiş. Bask dili dahil yedi dili ana dili gibi konuşuyor. Üstün düzeydeki yakın algılama yeteneği sayesinde fotoğrafı bile çekilemeyen bu yenilmez savaşçı günün birinde emekli olarak yaşadığı şatosundan amansız ve acımasız bir dövüşe katılmak üzere çıkıyor...
Kitap'dan ...
İnsanı en mutlu eden şey, ihtiyaçları ile varlıkları arasında bir denge bulunmasıdır. (sayfa 280)
Korkaklar her zaman için cesur insanlardan daha tehlikeli olurlardı. Bir kere sayıları daha fazlaydı. Sonra arkadan vururlardı. Vurdukları zaman da kötü vururlardı. Çünkü sağ kalırsanız öç alacağınızdan korkarlardı. (sayfa 284)
İrfan'ın Yorumu ...
Kitabı yirmili yaşlarda iken okumuştum. Uzun bir süre sonra tekrar okumak iyi oldu gerçekten. Okumayanlar için kitapta enteresan öğütler bulunacağını ve bunları okuyucunun kendisine bırakacağımızı söyleyelim. Okuyucu hangisine katılıp hangisine katılmaz kendisi bilir ama şu bir gerçek ki burada belirtilen tesbitlerin gerçeklik payı yok değil.
Okuyucunun biraz efor sarfetmesi gerekiyor.
Kitapta belirtilen bazı teknikler detaylandırılmamasına rağmen ki bu detaylar bazen tehlikeli de olabilir anlayışla karşılanması gerekir.
Ama kitabın ortalarında bir mağara yolculuğu var ki yazarın detayları nasıl dile getirdiğini anlatması açısından önemli. Yani detaylandırılması gerekenler ve detaylandırılmaması gerekenler insan sağlığını da ilgilendiriyor desek yanılmayız...
Aynı zamanda diğer bazı tenkikler ile ilgili ben yorum yapmayayım. Serdar sakın sen de yorum yapma. ! ! !
Unutmadan, şibumi ne demektir diye sorulabilir. Bence internete girip cevabını aramayın kitabı okuyun derim...
Yazarı: Trevanian
Yayınevi: E yayınları
Kitabı okumayı Bitiriş: 30 Eylül 2014 Salı
Kitabın Arka Kapağından:
Nicholai Hel, yarı Rus, yarı Alman asıllı koyu bir Amerikan düşmanı. Şangay'da doğmuş, bir Japon generali tarafından büyütülmüş ve go oyununu öğrenmiş. Bask dili dahil yedi dili ana dili gibi konuşuyor. Üstün düzeydeki yakın algılama yeteneği sayesinde fotoğrafı bile çekilemeyen bu yenilmez savaşçı günün birinde emekli olarak yaşadığı şatosundan amansız ve acımasız bir dövüşe katılmak üzere çıkıyor...
Kitap'dan ...
İnsanı en mutlu eden şey, ihtiyaçları ile varlıkları arasında bir denge bulunmasıdır. (sayfa 280)
Korkaklar her zaman için cesur insanlardan daha tehlikeli olurlardı. Bir kere sayıları daha fazlaydı. Sonra arkadan vururlardı. Vurdukları zaman da kötü vururlardı. Çünkü sağ kalırsanız öç alacağınızdan korkarlardı. (sayfa 284)
İrfan'ın Yorumu ...
Kitabı yirmili yaşlarda iken okumuştum. Uzun bir süre sonra tekrar okumak iyi oldu gerçekten. Okumayanlar için kitapta enteresan öğütler bulunacağını ve bunları okuyucunun kendisine bırakacağımızı söyleyelim. Okuyucu hangisine katılıp hangisine katılmaz kendisi bilir ama şu bir gerçek ki burada belirtilen tesbitlerin gerçeklik payı yok değil.
Okuyucunun biraz efor sarfetmesi gerekiyor.
Kitapta belirtilen bazı teknikler detaylandırılmamasına rağmen ki bu detaylar bazen tehlikeli de olabilir anlayışla karşılanması gerekir.
Ama kitabın ortalarında bir mağara yolculuğu var ki yazarın detayları nasıl dile getirdiğini anlatması açısından önemli. Yani detaylandırılması gerekenler ve detaylandırılmaması gerekenler insan sağlığını da ilgilendiriyor desek yanılmayız...
Aynı zamanda diğer bazı tenkikler ile ilgili ben yorum yapmayayım. Serdar sakın sen de yorum yapma. ! ! !
Unutmadan, şibumi ne demektir diye sorulabilir. Bence internete girip cevabını aramayın kitabı okuyun derim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder