15 Nisan 2011 Cuma

Bilimkurgu Sınırları Zorluyor: Yaşam Şifresi

Filmin Adı: Yaşam Şifresi
Orjinal Adı: Source Code


Filmin konusu: Yönetmenliğini Duncan Jones’un yaptığı, başrolünde Jake Gyllenhaal’in oynadığı bilim kurgu – aksiyon türündeki Source Code filminin akışında kurgunun etkin bir biçimde kullanıldığını görüyoruz. Film bunu yüzbaşı Colter’ın trene gönderilip geri döndüğü sahnelerde izleyicisine yoğun bir şekilde hissettirmektedir. Filmin ilk sahnelerinden itibaren Colter’ın trendeki patlamadan sonraki uyanışlarında kısa ve karmaşık görüntüler aslında sürekli olarak flashforwardlar içermektedir. Örneğin Colter, trendeki patlamadan hemen sonra yani uyanmadan önce geçen süreçte şehrin merkezinde bulunan ayna biçimindeki yapıyı görmektedir. Aslında bir metafor olarak kullanılan bu parlak heykelle izleyici filmin en son sahnesinde bir kez daha karşılaştırılmakta ve kurgu bütünlüğü sağlanmaktadır. Filmin en önemli özelliği yaşamla ölüm arasındaki ince çizgiyi, ölümün korkunçluğunu, ölümden sonra nelerle karşılaşabileceğimizi ve ölümden sonra başka bir gerçekliğin olup olmadığı sorusunu bir kez daha izleyicisine düşündürtmesidir. Source Code, hayatımız boyunca yaptığımız hatalarımızın ve duyduğumuz pişmanlıklarımızın aslında telafi edilemez olabileceği üzerine vurgu yapmaktadır. Aslında ölü bir karakteri canlandıran yüzbaşı Colter duyduğu pişmanlıkları telafi edebilmek, yapmayı çok isteyip de yapamadığı şeyleri yapabilmek için Goodwin’den son bir kez daha kendisini trene göndermesini ister. Filmin finali olan trendeki son sahnede Colter kendi babasına ölen oğlunun arkadaşıymış gibi telefon ederek söyleyemediklerini söyler. Trende seyahat etmekte olan bir yolcuya ufak şeyleri dert etmemesi yönünde telkinde bulunur. Daha sonra yine aynı trende seyahat etmekte olan bir yolcudan diğer tüm yolcuları güldürmesini ister. Burada yine zamanın çok önemli olduğu, hayatın aslında ufak şeyleri dert edip üzülmek için çok kısa olduğu çarpıcı bir şekilde vurgulanmaktadır. Filmin en son sahnesinde Colter ve Christina trenden inerler ve Christina, Colter’a bir şey göstereceğini söyleyerek onu zaman yolculuğu yaptığı sırada sürekli gördüğü ayna biçimindeki heykelin yanına götürür. Metafor olarak kullanılan bu cisminin karşısına geçerler ve Christina’nın Colter’a “bugün ne yapmak istiyorsun” sorusuna karşılık Colter “biraz burada kalsak iyi olur, burası tam da olmamız gereken yer bence” der. Ardından kamera Christina ve Colter’ın cismin üzerindeki yansımasına zoom in yaparak aslında ölü olan Christina ve Colter’ın başka bir gerçeklikte yaşadıklarına dair göndermede bulunulur. Barış Fişek


İrfan'ın Yorumu: Bilim kurgu filmleri içerisinde izlediğim vasat filmlerden biri. Ama farklılığı dikkat çekici. Barış'ın yorumu yeterli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder