3 Kasım 2011 Perşembe

Ağla Gözlerim Ağla: Cennetin Rengi

İran sinemasından müthiş bir yönetmen ve duygu sağanağı altında, gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız mükemmellikte, doğal güzellikleri de bize sunan, harika bir film. Zaten film ödüllerden kendine gelememiş vaziyette. İran sineması, insan duygularını, iç dünyasını Holywood tarzı makineleşmiş filmlerin alternatifi olarak karşımızda duruyor. 
Size film ile ilgili bilgileri verdikden sonra, izlemeye davet ediyor. Mendillerinizi de yanınızda bulundurmanızı istirham ediyorum. Oyunculuklar müthiş gerçekten...


Filmin Özeti

Küçük Muhammed (Mohsen Ramezani),Tahran 'daki bir körler okulunda yatılı olarak eğitim görmektedir.Kör olarak doğmuştur ve çevresindeki dünyayı dokunarak ve işiterek anlamaya çalışmaktadır.Okulu yazın tatile girdiğinde babası onu almak ve köyüne götürmek üzere okula gelir.Muhammed'in annesi ölmüştür ve babası yeni bir evlilik planlamaktadır.Özürlü bir çocuğun evlilik planlarını bozacağından endişelenen baba sürekli olarak ondan kurtulmak için çareler arar.Köyde ise Muhammed'i yazı birlikte geçirecekleri sevecen iki kız kardeş ve yaşlı ninesi beklemektedir.
 Film ile ilgili internetten birisinin yorumunu da paylaşmayı uygun görüyorum....

prestige-relaxprestige-relax
15.09.2011 tarihinde saat 05:45 sularında demiş ki;
+0-0
`` Tek Sermayesi Gönül Gözü ´´Körler okulunda yatılı okuyan küçük bir çocuk,daha körpe çağında hayatın zorluklarını yaşamaya başlamıştır.Bu eksikliğine rağmen,hayata iyice tutunarak,görmediği herşeyi bilmeye çabalıyor.Okul dönemi artık bitmiştir.Herkes evinin yolunu tutmuştur.Ailesini beklemeye koyulur ama ne gelen vardır ne giden.Beklenen an gelir & babası gelir.Küçük çocuğun ev yolunda ki hayalleri başka,babasının hayalleri başka.Çocuğun bu zor durumdaki tek dayanağı ise Hak,tatlı ninesi & 2 kız kardeşidir.İran sineması dünya sineması içinde sayılan,saygı duyulan bir ülke.Manzum gibi bir sinema anlayışının yetiştirdiği en önemli sanatçılar arasında yer alan Oscar Adayı sanatçı Majıd Majıdı,insanın özüne kılavuzluk eden bu hikayesinde,yüreklere dokunuyor.Kendisine ait olan bu öyküsünde,hayatın bütününü esas alıyor.Orijinal ismi ``Allah'ın Rengi´´ olan filmde,kendi hayatında da görme engelli olan küçük çocuğun,kameralar karşısında,sanki ne yapacağını bilen takdir edilmesi gereken has performansı izleyiciyi yüreğinden vuruyor.Baba rolüyle yapımdaki tecrübeli oyuncu & yaşlı nine her sahnesinde çok iyiydi.Zaman zaman kamera açısını doğaya çevirdiğinde,zarif anlar yakalamakla birlikte ayrıca,toplumun örf & adetlerine de yer veriyor.Görmenin asıl organizasyonunu sadece göz mü sağlar ?..Görüpte kıymetini bilmediğimiz birşeyin,bu durumdan yoksun biri nasıl değerini canı gibi bilir ?..Elleri & kulakları ile hayattaki herşeyi bilme,tanıma & öğrenme yolunda adım adım ilerleyen küçük bir çocuk.Duyduğu en ufak bir seste,dokunduğu herşeyde yaradanını arayan,bedeniyle bu dünyada ufacık yer kaplayan,yüreğinin cihana sığmadığı bu çocuk koca koca büyüklerin görmediği,duyupta korktuğu herşeyde saflığıyla,iyiliğiyle tüm güzelliklerini görüyor.Yakınları onun için yaşıyor,o ise bulmak istediğinin yolunda.Böyle bir iyilğin yanında ise yanında bir kötülük duruyor.Onun yanında yaşıyor,nefes alıyor.Böyle ihsan çocuğun yanında iyilik kötülüğü yensin diyoruz ama insan vicdanı elindeki kıymetler gittiğinde yola koyuluyor.Böyle güzel lütufun değeri bilinmediğinde yıkım kaçınılmazdır.Katıldığı çoğu festivalde ödül alan bu şiir gibi devasa hisli filmi,dünya sinemasına hiç ilginiz olmasa bile mutlaka izlemenizi isterim.Filmden birkaç replik...* Bütün bir yıl boyunca yaşadığı zorluklar & sıkıntılar,bugün yaşadığı üzüntünün yanında bir hiç kalır.* Hiç gelmeyeceksin sandım.* Allah'ı bulana kadar ellerimle her yere dokunacağım & bulduğumda da kalbimin bütün sırları dahil herşeyi anlatacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder