Taksim ile ilgili yaklaşık 20 günlük macerayı bütün Türkiye takip etti, aynı zamanda bütün dünya da. Herkes kendi cephesinden bir taraf tutar oldu neredeyse. Tayyibciler... Gezi Parkı direnişçileri...
Peki biz tarafsızlar ne olacak. Bu yaşanan olaylar karşısında hiç düşüncemiz olmayacak mı?
Olacak elbette...
Olaylara İslami gözle bakalım desem, hükümet sanki İslam'ın temsilcisi imiş gibi bir tepki çekiyor...
Olaylara insani gözle bakalım desem, hükümet taraftarları sanki "biz insan değil miyiz" dercesine tepki veriyor
Olaylara çevreci gözle bakalım desem, birileri "biz çevreci gözle bakmıyor muyuz" diye çığlık atıyorlar...
....
İnanın bu liste daha uzayıp gidebilir...
Peki, herkes kendi vechesinden bakmaya devam etsin, kendi inancına göre olayları yorumlasın eyvallah...
Bir müslüman fert olarak şahsen kendi bakışım beni ilgilendirir, bakalım ben nasıl bakıyorum?
1. Taksim gezi parkı, İstanbul'un Taksim'e gittiğimde en sevdiğim mekanlardan birisi. Bazen gider orada kitap okur, bazen dinlenirdim. Ağaçların olduğu yer, taksim ve İstiklal caddesi gibi hareketli bir ortamdan uzaklaşıp nefes alınan bir küçük alan benim için. Yani gezi parkı adı verilen yere en ufak bir müdahalenin olması, Topçu kışlası, şehir müzesi ve benzeri uygulamaların oraya yapılmasını ben şahsen istemiyorum. Ama ben tek başınayım. Var olandan faydalanmak için çaba sarfediyorum. Hükümet'e, İstanbul Büyükşehir belediyesine yaptırımım da yok, etkim de yok maalesef. Çünkü ben partiler arasında bir tercih belirtmeyen "nesli tükenmekte olan kesim" diye addedilen bir kesimdenim.
2. Gezi parkında ağaçların sökülmesini istemeyen, oranın aynı kalmasını isteyen grubun bu tutumu, benim kanaatlerimi paylaştığından ötürü onlara yapılan ilk günlerdeki polisin sert müdahalesi kabul edilebilir değil.
3. Polisin yanlış tutumu dolayısı ile orada bulunan grupların da yanlış tutum sergilemesine gelince, oradaki esnafın, işyerlerinin yağmalanması, kaldırım taşlarının sökülerek çevre katliamı da kabul edilebilir bir şey değil.
4. Taksim gezi parkı, gezi parkı olarak kalsın, ben de oralara gittiğimde rahat rahat kitap okuyayım, dinleneyim, seyyar çaycıdan bir bardak çay içip nefes alayım derim...
5. Ülkenin ve milletin huzuru hikayesine gelince; bu masallara karnımız tok bizim. Yıllardır bütün siyasiler bu masallarla geldiler, gidiyorlar.
6. Ak Parti üzerinden müslümanların aşağalınması da kabul edilemez.
7. Ak Parti üzerinden diğer insanlara İslam'ın anlatılışı da kabul edilemez... Çünkü:
Ak parti İslam'ı temsil eden bir parti değil, o yüzden oradaki insanların yaptıkları hatalar sanki İslam'ın hatası gibi sunulması doğru değil.
Bizim inancımızda mümin erkek ve mümin kadınlara düşen Allah'ın hükmüne tabi olmaktan başka bir şey değildir. İlk önce bu ülkede yaşayan insanlar Allah'ın tek otorite olduğuna bir inansınlar bakalım....
Vesselam...
Peki biz tarafsızlar ne olacak. Bu yaşanan olaylar karşısında hiç düşüncemiz olmayacak mı?
Olacak elbette...
Olaylara İslami gözle bakalım desem, hükümet sanki İslam'ın temsilcisi imiş gibi bir tepki çekiyor...
Olaylara insani gözle bakalım desem, hükümet taraftarları sanki "biz insan değil miyiz" dercesine tepki veriyor
Olaylara çevreci gözle bakalım desem, birileri "biz çevreci gözle bakmıyor muyuz" diye çığlık atıyorlar...
....
İnanın bu liste daha uzayıp gidebilir...
Peki, herkes kendi vechesinden bakmaya devam etsin, kendi inancına göre olayları yorumlasın eyvallah...
Bir müslüman fert olarak şahsen kendi bakışım beni ilgilendirir, bakalım ben nasıl bakıyorum?
1. Taksim gezi parkı, İstanbul'un Taksim'e gittiğimde en sevdiğim mekanlardan birisi. Bazen gider orada kitap okur, bazen dinlenirdim. Ağaçların olduğu yer, taksim ve İstiklal caddesi gibi hareketli bir ortamdan uzaklaşıp nefes alınan bir küçük alan benim için. Yani gezi parkı adı verilen yere en ufak bir müdahalenin olması, Topçu kışlası, şehir müzesi ve benzeri uygulamaların oraya yapılmasını ben şahsen istemiyorum. Ama ben tek başınayım. Var olandan faydalanmak için çaba sarfediyorum. Hükümet'e, İstanbul Büyükşehir belediyesine yaptırımım da yok, etkim de yok maalesef. Çünkü ben partiler arasında bir tercih belirtmeyen "nesli tükenmekte olan kesim" diye addedilen bir kesimdenim.
2. Gezi parkında ağaçların sökülmesini istemeyen, oranın aynı kalmasını isteyen grubun bu tutumu, benim kanaatlerimi paylaştığından ötürü onlara yapılan ilk günlerdeki polisin sert müdahalesi kabul edilebilir değil.
3. Polisin yanlış tutumu dolayısı ile orada bulunan grupların da yanlış tutum sergilemesine gelince, oradaki esnafın, işyerlerinin yağmalanması, kaldırım taşlarının sökülerek çevre katliamı da kabul edilebilir bir şey değil.
4. Taksim gezi parkı, gezi parkı olarak kalsın, ben de oralara gittiğimde rahat rahat kitap okuyayım, dinleneyim, seyyar çaycıdan bir bardak çay içip nefes alayım derim...
5. Ülkenin ve milletin huzuru hikayesine gelince; bu masallara karnımız tok bizim. Yıllardır bütün siyasiler bu masallarla geldiler, gidiyorlar.
6. Ak Parti üzerinden müslümanların aşağalınması da kabul edilemez.
7. Ak Parti üzerinden diğer insanlara İslam'ın anlatılışı da kabul edilemez... Çünkü:
Ak parti İslam'ı temsil eden bir parti değil, o yüzden oradaki insanların yaptıkları hatalar sanki İslam'ın hatası gibi sunulması doğru değil.
Bizim inancımızda mümin erkek ve mümin kadınlara düşen Allah'ın hükmüne tabi olmaktan başka bir şey değildir. İlk önce bu ülkede yaşayan insanlar Allah'ın tek otorite olduğuna bir inansınlar bakalım....
Vesselam...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder