25 Ocak 2017 Çarşamba

Ne Olacak Bu Devlet Savaşı: Devlet Savaşı

Kitabın Adı: Devlet Savaşı
Yayınevi: Yakın Plan Yayınları
Yazarı: Şamil Tayyar
Kitabı Bitiriş Tarihi:          22 Ocak 2017 Saat: 14.35 / İstanbul


İrfan'ın Notu:
Şamil Tayyar'ın birkaç kitabını okudum. Gazeteci kimliğinin yanında şu an milletvekili olarak hayatını sürdürmekte. Enteresan tesbitleri var. Dikkate alınması gereken bir yazar izlenimi uyandırıyor. Açıkçası ben de onu takip etmeye çalışıyorum. Kendisinin AK Parti milletvekili olması inandığı doğruları söylemesine engel teşkil etmediği izlenimi uyandırıyor. Çünkü 15 Temmuz kalkışmasından önce uyarılarına ben de şahit olmuş, tüm Türkiye gibi kimsenin darbe yapabileceği aklına gelmemişti. Ama yazarımız hem televizyonda hem de birçok yerde bu tehlikeyi anlatmaya çalışmıştı. Bizatihi Tayyib Baba'ya da bunları anlattığı kendi yazdıkları ile bilinmiş oluyor. Katıldığınız ya da katılmadığınız yerler olabilir. Yandaş gözüyle de belki bakabilirsiniz. Bende Antepli olması ayrı bir negatiflik uyandırmıyor değil ama yine de kayıtsız kalmamanızda fayda var derim..


Kitap'tan Bazı Alıntılar
“[Hakan] Fidan gergindi. Mit yerleşkesine girdiğinde akşam ezanı henüz yeni okunmuştu. Görmez Hoca'dan namazı kıldırmasını rica etti. O esnada bir MİT görevlisi telaşla namaz kılınan salona geldi...." (sayfa, 39)
Bu sayede Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletinin en önemli kurumlarından birisinin müsteşarının namaz kıldığı bilgisi de netleşmiş oluyor. İşin ilginç tarafı internette arama yaptığınızda Hakan Fidan'ın umrede (hac da olabilir) çekilmiş bir fotoğrafının fetöcüler tarafından imalı bir şekilde el bağlama şeklinden yola çıkarak onun İrancı olarak yaftalanması çabalarında….

"Oysa Ak Parti'nin Meclisten geçirdiği, 12 Eylül 2010 referandumuyla kabul edilerek yürürlüğe giren Anayasa değişikliğiyle Genelkurmay Başkanı'nın Yüce Divanda yargılanmasını hükme bağlamıştı. Ama olmadı.
Darbecilik görev suçu değildir, Yüce Divanda yargılama sadece görev suçlarını kapsar, denilerek hukuk çiğnenmişti ...
Paralel yapı Başbuğ modelini, Fidan için de uygulamak istedi. Devamında sıra Erdoğan'daydı. Erdoğan "terör örgütü lideri" olmak suçlamasıyla yargı önüne çıkarılacak, 27 Mayıs ve 12 Eylül örneğinde olduğu gibi tutuklanıp cezaevine konulacaktı." (sayfa 155)

"Beyin Kontrolü: Örgüt liderinin çok eski yıllara dayanan fantezisidir. Fertlerin zihni şartlandırmayla örgüte daha bağlı hale geleceğini düşünen [Fetullah] Gülen, bu görüşünü (Küçük Dünyam 12 Mart 1992) açıkça belirtmiştir: Vesveseye esas teşkil edecek hususların doğmaması için, çok iyi beyin yıkamanın lüzumuna inanıyorum. Baştan vesvese hiç doğmamalı. Veya doğarken hemen ölmeli. Bu mevzuda insanlar şartlandırılmalı. İman şartlandırma demek değildir. Fakat imandan sonra bu şartlandırma mutlaka yapılmalıdır. Fertler, inanca ters olan düşüncelere zerre kadar dahi ihtimal vermemelidir. Her fert böyle şartlandırılmalıdır. Ve ben bunun lüzumuna inanıyorum." (sayfa 252)
"Örgütün gayrihukuki yollardan ulaştığı bilgiler Truecyrpt isimli şifreleme programları ile dosyalanarak saklanmaktadır. Bu ticari bir program olup şifresinin çözülmesi zordur." (sayfa 269)

Bu tür programın çözülmesi zordur diyor sevgili yazar ve ümitvar olduğunu belirtiyor. Ben de buradan yorum yapmıyorum tabi ki...


 Tanıtım Bülteninden:
Türk milletini yüzyıllardır aşikâr düşmanlıklarla yıpratmaya çalışanların yeni oyunu belliydi: Bizi kendi değerlerimizi benimsemiş gibi görünenlerle, bizi bizimle aynı ruhu taşıyormuşçasına davrananlarla vurmayı deneyeceklerdi. Öyle sabırla işleyecekti ki bu plan belki başka asırlara sarkacaktı ihanetleri. Hırsları büyüktü, emelleri de... Tek bir gücün yekdiğeriyle de savaşı değildi bu. Belki içte devlet savaşıydı ama dışta gizli güçlerin mücadelesine ve alternatif bir Papa önderliğinde yeni bir dünya düzeni kurma stratejisine dayalı büyük bir komploydu. 15 Temmuz uluslararası çapta gizli hainliklerle devletin tüm birimlerine, kurumlarına sızmış kimselerin ifşa edildiği bir milat oldu. Yeni bir Millî Mücadelenin ilk adımı millet tarafından atıldı. Cemaatten terör örgütü olmaya devşirilen bir süreçte tüm gerçek emeller ortaya serildi. Şamil Tayyar "Devlet Savaşı"nda 15 Temmuz öncesindeki hesaplaşmaları, o gece yaşananları, gündemi sarsacak bilgilerle ve tutuklanan komutanların savcılığa verdikleri ifadeleriyle gün yüzüne çıkarıyor. Yeni süreçte farklı grupların ele geçirmeye çalışacağı devlet mekanizması üzerindeki gizli planları deşifre ediyor. Milli Derin Devlet olgusunun tartışılmaya açıldığı bugünlerde iktidarı ele geçirmek için fırsat kollayan illegal yapıların anlatıldığı bu kitap, darbeler tarihi için bir referans özelliği taşıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder