Haberlerden ve gazetelerden takip etmişsinizdir. Savcılık, dekolte giyen kadınları hedef aldığından dolayı "tahrik ettikten sonra sonucundan şikayet etmen makul değil" diyen ilahiyatçı profesör hakkında inceleme başlatmış.
Artık hangi ülkede ve hangi kurallarla yönetildiğimizi hatırlatmıştır sanırım.
İlahiyatçı hoca, yanlış mı söyledi, yoksa doğruları yanlış bir ülkede mi söyledi? Hoca eğer kıvırmayacaksa kendisini sorgulayacak yetkililer karşısında lafı hiç eğip bükmeden söyleyebilir. Fakat bunu söyleyebilecek bir donanıma sahip mi bekleyip göreceğiz. Ama hoca yanlış mı söylemiştir doğru mu söylemiştir bunu bir inceleyelim:
İslam'da zina haramdır. Yani yasaktır. Zina yasak olduğundan dolayı, zinaya giden bütün yollar da yasaktır ve otoritenin kontrolündedir. Bu yüzden zina gibi büyük bir olayın olmaması için gerekli tüm tedbirler alınmaya çalışılır. İslami pencereden baktığınızda bunları rahatlıkla görebilirsiniz. Açın pencerenizi ve göreceklerinizin şunlar olduğunu farkedin. İslam toplumunda kadın, fıtrat olarak erkek için cezbedici olarak yaratıldığı için onun örtünmesi emredilmiştir. İslami olmayan toplumlarda da müslüman hanımlar bu emre riayet ederek fitneden kendini muhafaza ederler. Kadın erkek bir araya gelen yerler kontrol altına alınmıştır. Eğlence yerleri, eğlence mekanlarındaki şarkılar, türküler, vs. tüm araçlar, zinaya götürme şüphesi ile hep kontrol altında tutulmuştur.
Şimdi "ben erkeğim" diye sokağa çıkan birisinin, taksim meydanına gitmesi, oradan da istiklal caddesinde yürümesi, orada görebileceği son derece Dekolte giyinmiş ve bacakları açık, göğüsleri meydanda, saçları görünen bir kadın önünden geçtiğinde, o kadına karşı en ufak bir erkeklik hissi duymuyorsa, doktora gitsin. Hormonlarını kontrol ettirsin. Çünkü üzülerek söylüyorum, kendisi artık farklı bir yaratık olmuştur.
Erkek olarak böyle bir kadına karşı bir his uyanması, ona karşı onu elde etme hissi uyanması, onunla beraber olma hissinin olması tuhaf değil, aksine son derece fıtri bir histir.
İşte zurnanın deliği de burda zaten. İslam, insani olan fıtri duyguları kontrol altına alarak toplumun korunmasını hedeflemiştir.
Bu, kendini kontrol edemeyip saldırgan olan bir erkeği temize çıkarmaz, sosyal ve fıtri bir durum tesbitidir. İslam da Allah, kullarının halini en iyi bilen olduğundan dolayı, insanlar için koymuş olduğu kurallar en hayırlı kurallardır.
İslam ev içerisine karışmaz. Ama toplumun refahı ve huzuru esas alındığında kurallar kaçınılmazdır. Örneğin bu toplumda dikkatinizi çeken bir şeyden bahsedeyim. Para insan için çok cezbedicidir. Hiç bankalarda güvenlik için yer alan birilerinin varlığını hissettiniz mi. Hissetmez misiniz. Peki mesai bittiğinde bankalar kapılarını da kapatıyorlar değil mi. Hem de sıkı sıkı. Üstelik bu yetmiyor, tedbir olarak alınabilecek her şeyi alıyorlar, kameralar yerleştiriyorlar, şifreler koyuyorlar falan. Neden acaba? Çünkü bankanın kapısını açtığınızda, güvenliği ortadan kaldırdığınızda cezbedici olana davetiye çıkarmış olursunuz?
Bundan sonrası sizin hayal gücünüzle ilgili...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder