Uzun
zamandır görüşemediğim bir dostum Kanada’dan ziyaretime gelince çok
sevinmiştim. Kendisiyle musafahalaşırken alıştığımız üzere alyansının sağ
elinde olmadığını fark ettim. Şaşkın şaşkın baktığımı fark edince bunu bilinçli
olarak sol eline taktığını söyledi. Hatta “Kanada’da alyansı sol ele takmak
sünnettir” dediğini hatırlıyorum…
Bu kardeşim o sıralar Kanada’da şoförlük
yapıyormuş. Şirket merkezindeki şoför arkadaşlarının ardı sıra alaylı
gülüşlerinin artmasının nedenini sormuş ama bir cevap alamamış. Ama daha sonra,
erkekten dönme olup bir erkekle evlenen(!) marketteki kasiyerin de alyansını
sağ eline taktığını görünce irkilmiş. Bu iki olayı birleştirip doğruyu bulması
için küçük bir internet araştırması yapması yeterli olmuş.
Kanada 20
Temmuz 2005 te, erkek erkeğe evlenmeyi(!) dünyada
dördüncü Amerika kıtasında ilk yasallaştıran(!) ülkeymiş.
Sonra bu sapık ilişkide erkek rolünü üstlenen kişinin(!) alyansı sağ eline
takması adet olmuş. Tabi bundan haberi olmayan arkadaşımın sağ elindeki alyansı
gümüş olmasına rağmen yanlış anlaşılmasına sebep olmuş. O da hemen alyansını
sol eline takmış. Bu yaptığına sünnet demesinin nedeni de fıtrata uygun olanın
ancak Resulullah’ın (sav) sünneti olabileceğine olan inancıymış.
Resulullah’ın(sav) dış görünüşüne
yönelik de değişiklik yaptığına dair pek çok rivayetten haberiniz vardır. Amacı
genellikle müşriklere veya ehli Kitab’a benzememektir. Yani Allah’ın doğru
yolunu terk etmiş kimselere dış görünüş olarak bile andırıyor olmaktan bilinçli
bir şekilde uzak durmuş ve iman etmiş olmanın farkını her yerde gözetmiştir. Bu
nedenle sadece Resulullah’a(sav) benzeme
tavrı sünnet sayılmıştır. Yukarıda sözü edilen örnekte de görüleceği gibi inanç
noktasındaki sapmalar sonuç itibariyle fıtrattan sapmaya neden olur. Nitekim
insana Allah’ın dışında bütünüyle doğru yolu gösteren bir kaynak yoktur. Buna
göre hidayet yolundan sapanlardan ayrılmayan kişi, şeytanın rehberliğinde her
türlü azgınlığa ve haddi aşmaya müsait hâle gelir…
Bugün dünya internet ve uydu kanallar
marifetiyle birbirinin yaptığı en ufak ayrıntıdan bile haberdar olmaktadır.
Çocuğunuzun şu anda giydiği tişörtünün üzerindeki İngilizce ibare ve logoların
karşılıklarını biliyor musunuz? Peki, bu işaret ve yazıların Amerika’da ortaya
çıkan yeni bir sapkınlığa ait işaretler olup olmadığını araştırdınız mı?
Şüphesiz dünya gençliğini tek tip giyinen,
haberleşen, eğlenen adeta bir sürü haline getirip sömürmeye kalkanların yolu “sırat-i
müstakim” değildir. Resulullah’ın(sav) rehberliğinden uzak yetişen gençlerin
fıtratları tehlike altındadır. Zira onlara internet yoluyla özendirilen bütün
rol modeller fıtrattan uzaklaştırılıp melezleştirilmiş laboratuar
üretimleridir.
Bir küpe, bir dövme, bir yırtık kot
deyip gençtir bu bir hevestir geçer demeyin. Mesela gençlerin haberleşme ağı
olarak kullandığı Facebook’un yedi yüz milyon kullanıcısı olduğunu biliyor
musunuz? Ara sıra ülkemize gelen rock guruplarının konserlerine giden
gençlerimize dışarıdan bakınca giyim ve tavırlarıyla onlar gibi görünmeleri
sizi de endişelendirmiyor mu?
Dostlar artık 80’li yıllar gibi
kabirle, mumla, çaputla uğraşıp bidattir deyip önemli bir tespit yaptığını
zannetme devri çoktan gelip geçti. Bugün internet sayesinde binlerce hurafe ve
sapkınlık gencimizin zihnine hücum ediyor. Üstelik pekte haberdar olmadığımız
batıya ait tahrif olmuş dinlerin veya ona karşı ürettikleri dinsizliklerinin
ürünü azgınlıklar…
O zaman sünnetin gayesini ve pak
yolunu öğrenmeye ve İslami fıtrat üzere direnmeye her zamankinden daha çok
muhtacız demektir. Bu bidattir demek kolaycılığı bataklıkta sinek avlamaktır. Bunun
yerine kendimizi Resulullah’ın(sav) muhatabı olarak görerek, hadisleri okuma
gayretimizin sonunda doğru sözün ve doğru eylemin bize emanet edildiğinin
idrakine varırız. Bu şekilde Resulullah’ın(sav) sünneti aramızda o kadar doğal
yaşanır ki bu batı kaynaklı sapkınlıklar ortada sırıtıp kalır. Ve bir gün
belkide aramızda yaşanan sünnetin o pak yolu sayesinde batı tarafından yolundan
saptırılmış olanlara fıtrat üzere yaşama konusunda rehberlik etme şerefine nail
oluruz…
Haydi, o zaman mesela “Riyazü’s Salihin” adlı
İmam Nevevi’ye ait ahlak hadislerinin toplu halde bulunduğu kitabı gününü
belirleyip Ramazan’da ıslah olmuş ailemiz ve yakın çevremiz ile okumaya
başlayalım…
Gerçek şu ki, Allah'ı ve Ahiret Günü'nü (korku ve umutla bekleyen) ve
O'nu her daim anan kimseler için Allah'ın Resulü güzel bir örnek teşkil eder. (Ahzap
/ 21)
Şevket HÜNER / 12.08.2012