30 Ağustos 2012 Perşembe

SOL ELDEKİ ALYANS


Uzun zamandır görüşemediğim bir dostum Kanada’dan ziyaretime gelince çok sevinmiştim. Kendisiyle musafahalaşırken alıştığımız üzere alyansının sağ elinde olmadığını fark ettim. Şaşkın şaşkın baktığımı fark edince bunu bilinçli olarak sol eline taktığını söyledi. Hatta “Kanada’da alyansı sol ele takmak sünnettir” dediğini hatırlıyorum…
Bu kardeşim o sıralar Kanada’da şoförlük yapıyormuş. Şirket merkezindeki şoför arkadaşlarının ardı sıra alaylı gülüşlerinin artmasının nedenini sormuş ama bir cevap alamamış. Ama daha sonra, erkekten dönme olup bir erkekle evlenen(!) marketteki kasiyerin de alyansını sağ eline taktığını görünce irkilmiş. Bu iki olayı birleştirip doğruyu bulması için küçük bir internet araştırması yapması yeterli olmuş.
          Kanada 20 Temmuz 2005 te, erkek erkeğe evlenmeyi(!) dünyada dördüncü Amerika kıtasında ilk yasallaştıran(!) ülkeymiş. Sonra bu sapık ilişkide erkek rolünü üstlenen kişinin(!) alyansı sağ eline takması adet olmuş. Tabi bundan haberi olmayan arkadaşımın sağ elindeki alyansı gümüş olmasına rağmen yanlış anlaşılmasına sebep olmuş. O da hemen alyansını sol eline takmış. Bu yaptığına sünnet demesinin nedeni de fıtrata uygun olanın ancak Resulullah’ın (sav) sünneti olabileceğine olan inancıymış.
           Resulullah’ın(sav) dış görünüşüne yönelik de değişiklik yaptığına dair pek çok rivayetten haberiniz vardır. Amacı genellikle müşriklere veya ehli Kitab’a benzememektir. Yani Allah’ın doğru yolunu terk etmiş kimselere dış görünüş olarak bile andırıyor olmaktan bilinçli bir şekilde uzak durmuş ve iman etmiş olmanın farkını her yerde gözetmiştir. Bu nedenle sadece Resulullah’a(sav)  benzeme tavrı sünnet sayılmıştır. Yukarıda sözü edilen örnekte de görüleceği gibi inanç noktasındaki sapmalar sonuç itibariyle fıtrattan sapmaya neden olur. Nitekim insana Allah’ın dışında bütünüyle doğru yolu gösteren bir kaynak yoktur. Buna göre hidayet yolundan sapanlardan ayrılmayan kişi, şeytanın rehberliğinde her türlü azgınlığa ve haddi aşmaya müsait hâle gelir…
            Bugün dünya internet ve uydu kanallar marifetiyle birbirinin yaptığı en ufak ayrıntıdan bile haberdar olmaktadır. Çocuğunuzun şu anda giydiği tişörtünün üzerindeki İngilizce ibare ve logoların karşılıklarını biliyor musunuz? Peki, bu işaret ve yazıların Amerika’da ortaya çıkan yeni bir sapkınlığa ait işaretler olup olmadığını araştırdınız mı?    
           Şüphesiz dünya gençliğini tek tip giyinen, haberleşen, eğlenen adeta bir sürü haline getirip sömürmeye kalkanların yolu “sırat-i müstakim” değildir. Resulullah’ın(sav) rehberliğinden uzak yetişen gençlerin fıtratları tehlike altındadır. Zira onlara internet yoluyla özendirilen bütün rol modeller fıtrattan uzaklaştırılıp melezleştirilmiş laboratuar üretimleridir.
           Bir küpe, bir dövme, bir yırtık kot deyip gençtir bu bir hevestir geçer demeyin. Mesela gençlerin haberleşme ağı olarak kullandığı Facebook’un yedi yüz milyon kullanıcısı olduğunu biliyor musunuz? Ara sıra ülkemize gelen rock guruplarının konserlerine giden gençlerimize dışarıdan bakınca giyim ve tavırlarıyla onlar gibi görünmeleri sizi de endişelendirmiyor mu?
           Dostlar artık 80’li yıllar gibi kabirle, mumla, çaputla uğraşıp bidattir deyip önemli bir tespit yaptığını zannetme devri çoktan gelip geçti. Bugün internet sayesinde binlerce hurafe ve sapkınlık gencimizin zihnine hücum ediyor. Üstelik pekte haberdar olmadığımız batıya ait tahrif olmuş dinlerin veya ona karşı ürettikleri dinsizliklerinin ürünü azgınlıklar…
          O zaman sünnetin gayesini ve pak yolunu öğrenmeye ve İslami fıtrat üzere direnmeye her zamankinden daha çok muhtacız demektir. Bu bidattir demek kolaycılığı bataklıkta sinek avlamaktır. Bunun yerine kendimizi Resulullah’ın(sav) muhatabı olarak görerek, hadisleri okuma gayretimizin sonunda doğru sözün ve doğru eylemin bize emanet edildiğinin idrakine varırız. Bu şekilde Resulullah’ın(sav) sünneti aramızda o kadar doğal yaşanır ki bu batı kaynaklı sapkınlıklar ortada sırıtıp kalır. Ve bir gün belkide aramızda yaşanan sünnetin o pak yolu sayesinde batı tarafından yolundan saptırılmış olanlara fıtrat üzere yaşama konusunda rehberlik etme şerefine nail oluruz…
          Haydi, o zaman mesela “Riyazü’s Salihin” adlı İmam Nevevi’ye ait ahlak hadislerinin toplu halde bulunduğu kitabı gününü belirleyip Ramazan’da ıslah olmuş ailemiz ve yakın çevremiz ile okumaya başlayalım…

             Gerçek şu ki, Allah'ı ve Ahiret Günü'nü (korku ve umutla bekleyen) ve O'nu her daim anan kimseler için Allah'ın Resulü güzel bir örnek teşkil eder. (Ahzap / 21)


                                                                                       
                                                                                           Şevket HÜNER / 12.08.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder