Sen yokken Canan Arıtman yalnız,
Nur Serter ıssız,
Necla Arat keyifsiz,
Bedri Baykam dağınıktı.
Oktay Ekşi bile demokrat olacaktı sen yokken!
İşte yalnız ve güzel yurdumdan manzara-i umumiye:
Cumhurbaşkanının eşi kırmızı halıda yürüdü,
Erdoğan geldi ponpon kızlar çıkmadı,
Vay canına!
Türkiye hepten karanlığa yuvarlanmış,
Karanlıktan korkmamak için söylenen türküler bile değişmişti.
"Komşu kızını zapteyle / yaylalar yaylalar" yerine,
"Sordum sarı çiçeğe / anan baban var mıdır" deniyordu.
Ellerinden gelse sarı çiçeğin anasını babasını mezardan kaldırıp,
Referandumda "evet" dedirteceklerdi.
Gaflet, dalalet ve hıyanet içindeydi herkes,
Emre Aköz gibiler meydanı boş bulmuştu:
"Madem hiçbir yasa üniversiteye türbanla girilmez demiyor... Türban neye dayanarak yasaklanıyor?"
Diyorlardı.
İşte böyle bulandırıyorlardı körpecik laik beyinleri!
Sen yokken Fatmagül'ün işi bitmiş,
Aşk-ı Memnu'da bütün sülale tek kişiye,
Yaprak Dökümü'nde bütün çocuklar aynı kişiye yazılmış,
Liseli kızlar gazozlarını Nuri Alço'ya imzalatmıştı.
Uzun lafın kısası az kalsın "şeriat" geliyordu sen yokken!
Sen ki, milletmiş, millet meclisiymiş dinlemedin uyardın,
Yol gösterdin, yolumuzu aydınlattın!
Sen ki, koydun korkusuzca düşünceni ortaya,
Başörtüsüne özgürlük tanıyan bütün partilere,
Laiklik ilkesinden bahsedip ayağınızı denk alın dedin!
Sen ki, her yeri "türban" kaplamış ülkeme bir güneş gibi doğdun!
Karanlıklar aydınlandı seninle,
Tanrımıza hamd olsun!
AİHM'nin başörtüsü kararını hatırlatınca bizlere, ben "cumhuriyet mitinglerini" hatırladım:
"Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye"
Yaşasın!
"Statükonun kibirli mensupları" diyen Haşim Kılıç'a,
"Cüppeni çıkar da gel" dedi Gürsel Tekin,
Biz ne desek azdır sana!
Sen ki başörtüsü uğruna gerekirse bütün partilerin kapatılmasını isteyecek kadar gözü karaydın! Gözümüz yollarda kalmasın gel,
Cüppeni çıkarmasan da, çıkarsan da gel,
Sağ yap gel, sol yap gel,
Dosyaları "google"dan indir de gel.
Yeter ki, beklemekten gözlerimiz yosun tutmasın,
Feryatları arşı alaya yükselmesin Ertuğrul Beyciğimin:
Yok mudur kurtaracak Beyaz Türk'ün bahtı kara maderini!
Müjdeler olsun yurdumun taşına toprağına,
Abdurrahman Başsavcım en sonunda düştü piyasaya!
Neylersin ki alt üst olmadı, kökü dışarıda şerefsiz piyasa,
Ve, kıpırdamadı borsa.
Borsalar vurdumduymaz, borsalar sağır!
Rüzgar eser, dal sallanır, bir tabloid gazete çıkar,
Frank Rijkaard gider,
Aysun Kayacı gelir "Tarihin Arka Odası"na,
Gözleri kara kartal, saçları kanarya, cüppesi cimbom,
Sen ki, her yeri "türban" kaplamış ülkeme bir güneş gibi doğdun,
Karanlıklar aydınlandı seninle,
Tanrımıza hamd olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder