15 Mart 2012 Perşembe

Nerede Bu Gazeteciler ?

Adem Özköse ve Hamit Coşkun adlı kardeşlerimiz, zalim Suriye rejiminin elinde ya tutsaklar ya da hayatlarını kaybettiler. Bu konu ile ilgili hiçbir sağlıklı bilgi yok. Ailesi gibi bir çok müslüman da, bu kardeşlerimizin zalim Esed rejiminin elinde hangi halde olduğunu bilmiyor.
Dışişleri bakanı Davudoğlu, ilgileniyoruz, diyor
Başbakan, ilgileniyoruz, diyor
Tamam da şu kadar gün geçmiş, bu kardeşlerimizin sağlığı ile ilgili hiçbir bilgi de mi yok.
Öyle afralarda tafralarda bulunmak kolay, adam akıllı bir şeyler söylenmesi gerekmez mi?
"Bizim elimizde şu an onlar ile alakalı bir bilgi yok" demek, beceriksizlik değil de nedir?
İranla aranız iyi, Irak'la aranız iyi, orayla iyi burayla iyi, eee
sonuç nedir, bunu söylemeniz gerekmez mi?
5 gündür haber alınamıyor bu gazeteci kardeşlerimizden.
MİT yeniden yapılandırıldı, eyvallah, dışişleri yeniden yapılandırıldı eyvallah, % 30 oranında yeni elçilikler açtık dediniz, eyvallah. Tamam da kardeşim, size demezler mi bu çocuklar 5 gündür kayıp, en azından sağlıkları ile ilgili bir bilginiz nasıl olmaz.
Dışişlerinin yeri göğü inletmesi gerekmez mi?
Biz boş bir tenekenin sesinden başka bir şey duymadık şu ana kadar.
Kendi vatandaşlarının güvenliği ile alakalı dahi bir acziyet içerisinde görünmek ?
Rabbimden bu kardeşlerimizin en kısa zamanda sağlıklı bir şekilde ailelerine kavuşmasını diliyorum.
Zalim Suriye rejiminin de belaların en büyüğüne düçar olmasını diliyorum.
Müslümanım diye geçinip, çocukları dahi katleden bu pisliklerin arkasında duranların kendilerine de bir bakmaları gerekmez mi?
Müslümanım diyenlerin Hitler gibi, Miloşeviç gibi zihniyetlerin yanında değil, hakkın ve adaletin yanında yer almaları gerekmez mi?
Stratejik derinlik, mazlumun yanında yer alınmasından daha mı derinlikli ?
Mezheb farklılığı bu kadar mı gözünüzü kör etti?
İnsafa davet edelim etmesine de, insaf kelimesinin anlamını bilene !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder