19 Haziran 2012 Salı

Ben Derim Kardeşim: SİZ ANLADINIZ !


Masmavi Bir Devrim



             Bir gün Aksaray’dan Fındıkzade’ ye doğru o tatlı rampayı çıkarken birden mayolu bir kadın görüntüsü bütün ufku kapladı. Gözlerime inanamadım… Fe subhanallah… Vâesefa
            Bu, mayolu kadın resmini teşhircilik gören inançlı kesime uygun(!) hale getirilmiş büyük boy bir tanıtım kampanyası… Resmedilen tesettürlü(!) mayo sahibi Türban Şoray, hali vakti yerinde bir liberal muhafazakârın ya kerimesi ya da zevcesi… Kotrasıyla kendi başına açık denize açılacak kadar öz güven sahibi bu mavi mayolu hatun kişi demirlediği bir koyda Akdeniz’in mavi sularında serinlemeye hazırlanıyor… Fondaki denizin maviliğiyle mayonun renk tasarımındaki uyumu birazdan buluşulacak berrak tuzlu sularda bir balık estetiğinde kaybolunacağı izlenimi veriyor… Artık liberal muhafazakârlığın muktedir olduğu ülkemin mesture kızları, tek başına üniversitelere girebildikleri gibi güzel koylarda da arzı endam edebilecekler… Bu turuncu değil tam manasıyla masmavi bir devrim…
           Ayrıca reklâm, iktidarca semirtilmiş ünlü liberal muhafazakâr bir ailenin kızının paparazziler tarafından gizlice çekilmiş fotoğrafı kıvamında servis edilmiş. Buradan da zihnimde masmavi devrimin sonucunda ileride ülkemin bir milyon tirajlı muhafazakâr gazetelerinin magazin eklerinin nasıl şekilleneceğini görüyor gibi oluyorum…
          Sağ üst köşede mail adresiyle verilen iki yunus logolu marka ise tanıdık. Haşema… Neyin kısaltılmasın biliyor musunuz? Hakiki Şeriat Mayosu… Zamanında gittikçe kadın mayosuna benzeyen erkek mayolarını bel ila diz kapağı arasına uzatarak inançlı erkeklerin denize girmesi amaçlanarak kurulmuş bu müessesenin 2012 yılında ulaştığı vizyon…
        
         Bu yazıyla bu markayı karalamaya çalışmıyorum. Sadece doğru bir isimle başlanan eylemlerin isminden bağımsız olarak sapmalarının dini terimlerin içinin nasıl boşalttığını ve dinin nasıl  ‘Protestanlaştırdığını’ görmenizi arzu ediyorum...
         Karşı olduğum esas husus ise; bu tanıtım kampanyasında ülkemin pastanelerinin yeni ürünü olup iştah kabartan “muhafazakâr pasta”sından pay kapma çabasının bir dini hassasiyet görüntüsüyle sunulmaya çalışılması…
        Bu masmavi devrim aslında “üç harfli” lerin devrimidir.
        Korkmayın…
        Ürkmeyin lütfen…
        Cin demek istemedim…
        Gerçi yapılan cin fikirlilik ama… Neyse…
       Anlayan idrak sahiplerine sivrisinek saz, anlamayıp mışıl mışıl uyuyan muhafazakârlara ramazan boyunca davullar çalınsa az…
        Öte yandan bu ahlaki bir erozyondur deyip de ‘Tema Vakfının’ iştigal sahasına girmek de istemiyorum. Zira bu, binlerce meşe fidanı dikilerek önlenebilecek bir erozyon değil.
        Bu yazıyı kaleme alırken televizyondaki bir kanaldan Türkçe öğretilerek yurdumuza getirilmiş olan dünya gençlerine beraberce söylettirilen Olimpiya dağından yankılanan masmavi devrimin nameler işitme ufuklarımı kaplıyor…
         Gördüm nurlu geleceği rüyamda bir gece,
         Işıklar yağıyordu her yer sessizce
         Ahenkle işleyen saat gibiydi
         Bir bir silinip gitmişti karanlık geceler
         Yeni bir dünya… Yeni bir dünya…
         Yeni bir dünya kuruyorlardı…


                                                                                           Şevket HÜNER / 17.06.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder