9 Temmuz 2012 Pazartesi

Fark Etmeli

Farkında olmalı insan...
Kendisinin, hayatın olayların, gidişatın farkında olmalı.
Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen...
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını
Fark etmeli.

Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını
Ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını
Fark etmeli.



Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu
Fark etmeli.

Henüz bebekken "dünya ! Benim!" dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu, 
Ölürken de aynı avuçların "her şeyi bırakıp gidiyorum işte!" dercesine apaçık kaldığını
fark etmeli.

Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.

Baskın yeteneğini
Fark etmeli 

Sonra.
Azraillin her an sürpriz yapabileceğini,
Nasıl yaşarsa öyle öleceğini
Fark etmeli insan

Ve ölmeden evvel ölebilmeli. 
Hayvanların yolda, kaldırımda, çöplükte...
Ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini
Fark etmeli.

Eşref-i mahlûkat (yaratılmışların en güzeli) olduğunu
Fark etmeli.

Ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni, 
Dikenin hemen yanı başındaki gülü
Fark etmeli. 

Evinde 4 kedi 2 köpek beslediği halde,
Çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını
Fark etmeli.

Eşine "seni çok seviyorum!" demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü
Fark etmeli.

Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini, 
Ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu
Fark etmeli.

Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini
Fark etmeli.

FARK ETMELİ.

Ömür dediğin üç gündür,
Dün geldi geçti yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür.
                                                           

CAN YÜCEL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder