17 Eylül 2010 Cuma

Abdülhamit'i Bize Niye Kızıl Sultan Olarak Tanıttılar ki: Abdülhamit'in Kurtlarla Dansı

Kitabın Adı: Abdülhamit'in Kurtlarla Dansı
Yazarı: Mustafa Armağan

KİTABIN KONUSU:
Son dönem Osmanlı padişahlardan Sultan Abdülhamid’in, Ecnebi devletlerin “Hasta Adam” dedikleri Osmanlıyı yok etme, parçalama veya tarih sahnesinde son darbeyi vurma planları yaparken, Abdülhamid’in bir barış ortamı tesis ederek vakit kazanmaya çalışması, ülkenin geleceğini kurtaracak bir nesil üzerinde titremiş ve onları, çıkacak bir kanlı savaşta kurban vermemek için kurtlarla nice mücadeleleri göze alan bir padişahın mücadelesini anlatmaktadır.

KİTABIN ÖZETİ:
Kitap beş bölümden meydana gelmektedir.
I. Bölüm: Abdülhamid’i Anlamak: Bu çok kısa bölümde yazar, Padişahın tam bir Tanzimatçı olduğu vurgusunu değiştirmek ve Tanzimat’ın ruhuna sahip çıkmakla birlikte, onun halktan kopuk tavra, hatta halka rağmenciliğe kaymasına karşı yeni bir yöneliş ve istikamet getirdiğini ifade etmektedir.
II. Bölüm: Şahsiyeti; yazar bu bölümde Abdülhamid’in kimliğini, entelektüel boyutunu, halk adamı olduğunu, çalışma temposunu, mutlaka okumaya zaman ayırdığını, sanatla ilgilendiğini ve meslek hobilerini anlatmaktadır.
III. Bölüm: Kurtlarla Dans; Konu başlığında da anlaşıldığı gibi Abdülhamid’in kendisinin iktidarı döneminde, gerek Avrupa, Amerika, Çin, Japonya, Yahudi ve Gizli Yahudi kuruluşları ile içerideki işbirlikçileri ile nasıl mücadele ettiğini anekdotlar aktararak güzel bir şekilde anlatmaktadır.
IV. Bölüm: Bir Proje Adamı; Bu bölümde yazar: Abdülhamid’in bir proje adamı olduğunu, Alt yapıya çok önem verdiğini, Okul açmada nasıl öncülük ettiğini, onun Haliç’te donanma çürütmediğini bu tür yakıştırmaların saptırma olduğunu, denizaltıcılığının babası olduğunu, hatta kendi döneminde galataport benzeri ihalelerin yapılması için tavsiyede bulunduğunu, değişik şehirlere neden saat kuleleri yaptırdığını yazmaktadır.
V. Bölüm: Babalar ve Oğullar; Yazar. Entelektüel olarak bilinen devrin aydınlarının Abdülhamid’e nasıl muhalefet ettiklerini ve sonraları bu aydın ve eğitimli insanların bazılarının pişmanlıklarını anlatmaktadır.

Sultan Abdulhamid’in tahtta iken onun kişiliğini, yapısını, düşüncesini ve onun kendi vatanını kurtlara yedirmemek için verdiği kahraman mücadeleyi anlatmaktadır. Mücadele ederken de Aydınlarımızın nasıl ilgisiz davrandığını ve Padişahı nasıl yanlış ve taraflı tanıttıklarını yazmaktadır.

İrfan'ın Yorumu: Bize Abdülhamit'i yanlış tanıttılar, bize İstiklal savaşını yanlış anlattılar, bize tarihimizi yanlış okuttular, öğrettiler. Ya bu devletin doğru yaptığı bir şey var mı Allah aşkına. Düne kadar düşman bellediğimiz bir padişahın gerçekte nasıl özelliklere sahip olduğunu, nasıl hizmetlerde bulunduğunu, eksikliklerini, despotizme varan uygulamalarını, bunun sebeblerini bize böyle mi anlatmışlardı. Tarihe ve tarihimizin kahramanlarına yerleşik görüşlerin dışında bakma tarzı getiriyor kitap, gerçi kitabın yazarının üslubunu ben pek beğenmiş değilim ama yine de Abdülhamit'in bilinmeyen yönlerini anlattığı gerçeğini ve hakkını teslim etmek gerekir. Biraz fazla Abdülhamit taraftarı olması da ayrı bir handikap gibi geliyor bana. Örneğin çok sevdiğim şair ve yazar Mehmet Akif'in Abdülhamit eleştirilerinin mantığını tam izah edemiyor. Aynı şekilde Said Nursi için de ikna edici bir izah göremiyorum. O yüzden ne Abdülhamit'i tamamen temize çıkaralım ama hakkını de yemeyelim derim ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder