8 Ağustos 2011 Pazartesi

Bir Firavun Yargılanırken Seyyid Kutub'u Anmak: Seyyid Kutub

Kitabın Adı: Seyyid Kutup
Yayınevi: İlke Yayınları
Yazarı: Fatmanur Altun
Kitabı okumayı Bitiriş Tarihi: 6 Ağustos 2011 – İstanbul


Yazarlar bir şartla çok şey yapabilirler: O da, düşüncelerinin yaşaması için kendilerinin ölmeleridir. Böylece düşüncelerini, etleri ve kanları ile beslemiş olurlar. Bunun için de her şeyi hak olarak inandıkları zaman yazmalı ve kanlarını hakka feda edebilmelidirler." (sh. 99)

Kitap ile ilgili Asım Öz'ün Dünyabizim.com'dan aldığımız yazı ile giriş yapalım:

Yazan: Asım Öz
Yazı Kaynağı: DünyaBizim.com

Fatmanur Altun’un kaleme aldığı Seyyid Kutup temelde bir biyografi kitabı. Biyografik çalışmalar için bir model olarak da alınabilir bir kitap.

İslam dünyasında kalıcı izler bırakabilmiş öncü kişiliklerden biridir Seyyid Kutup. Onun adını ilk kez lise yıllarında duydum.Yoldaki İşaretler’i okudum önce.Yıllar sonra Denizli’de Yaprak Kitabevi’nde bu kitabı trafikle ilgili kitaplar arasında gördüğümde çook şaşırdım.

Sonraki yıllarında tefsirinden ziyade küçük kitaplarını okudum. Tefsirine ise bazı konulara bakma gereği duyduğumda başvuru amacı müracaat ediyordum.Geçenlerde bir arkadaşım tefsirinin Türkçe çevirilerinde Mustafa Kemal ile ilgili bölümlerinin çıkarıldığını kaynaklarıyla ortaya koyduğunda da büyük bir şaşkınlık yaşadığımı itiraf edeyim… Kutup’un Amerika izlenimleri/analizleri ile Baudrillard’ın Amerika kitabındaki gözlemleri arasındaki paralellikler de dikkatimi çekti. Yine Aliya İzzetbegoviç’in İslam Deklarasyonu ile Yoldaki İşaretler’in Kur’an’ın anlaşılmasına yaptığı vurgular bakımından epey ortak yönlerini fark ettim yenilerde çevrilen İslam Deklarasyonu’nu okuduğumda. Bu küçük ama önemli iki kitap ahiretin de dahil olduğu kocaman bir dünyayı içinde barındırıyor kısacası

Ortak Bir Modeldir Seyyid Kutup

Seyyid Kutup’la ilgili yazılan bütün kitapları hazırlamakta olduğum edisyon bir çalışma için yeniden okuma imkânı buldum. Bunlar içinde kolektif çalışmalar olduğu gibi müstakil biyografi çalışmaları da vardı. Tek tek yazılmış yazılar da var tabii. Sezai Karakoç’la İsmet Özel’in hatta Yusuf Kaplan’ın 11 Eylül akabinde yazdığı yazıları var.

Çağdaş İslami uyanışı ele alan kitaplar içinde de Seyyid Kutup özelinde çok değerli analizler mevcuttu. Çünkü Kutup inandıklarını yaşamasıyla tarihte kalıcı izler bırakabilmiş öncü şahsiyetlerden biridir. Bundan dolayı dünyanın değişik coğrafyalarında yaşayan farklı ırk ve kültürlere mensup pek çok İslami hareket bağlısı tarafından adeta ortak bir modeldir Seyyid Kutup.

Bu kitaplar tekrar basılmalı!

Onu irdeleyen kitaplar içinde Alev Erkilet’in üniversiteden atılarak bütün akademik unvanlarının alınmasına neden olan Ortadoğu’da Modernleşme ve İslami Hareketler kitabı ile Muhammed Ebu Rabi’nin İslami Hareketin Entelektüel Kökenleri kitabını sayabilirim. Bu arada baskısı olmayan bu iki kitabın yeniden basılmamasını da yayın dünyası açısından önemli bir eksiklik olarak gördüğümü belirtmeliyim.

Seyyid Kutup’u küçük hacmine rağmen kuşatıcı bir biçimde anlatan bir kitap Fatmanur Altun’un Seyyid Kutup kitabı. İlke Yayıncılık yayımladı kitabı. İlk yayımlandığında okumuştum. Keşke bu kitap birkaç şanslı okurdan çok daha fazla kişiye ulaşabilseydi diye düşünmüştüm o günlerde. Sanırım kitabı okuyan herkes bir biçimde bu düşünceme hak verecektir. Ardından Umran dergisinde de bir yazı kaleme aldı Fatmanur Altun kitabına konu olan Seyyid Kutup’la ilgili. Geçenlerde yenisini aldım bu kitabın ikinci baskıya ulaşmış. Çok sevindim. Belki bu aralar üçüncü baskısı yapılıyordur…

Fatmanur Altun’u Anlayış dergisi okurlarının tanımaması mümkün değil. Derginin kültür sanat sayfalarında görüyoruz onu daha çok. Son zamanlarda söyleşiler de yaptı: Sadık Yalsızuçanlar ve Nazife Şişman bunlardan ikisiydi. Uzun zamandır dünyabülteni’nde de yazıyor Fatmanur Altun. Geçenlerde Türkan Saylan ile ilgili önemli bir yazı yazdı. Zulümlerini yakından tanıdığı Nur Serter’den de söz eden bir yazıydı bu.

Önemli Bir Biyografi Kitabı

Unutulmuş bir türün, yani biyografinin verimli zamanlarındayız. Son dönemde kültür dünyasında gerek nehir söyleşiler biçiminde olsun gerekse biyografiler biçiminde olsun okurun oldukça ilgisini çeken biyografi kitaplarına her gün bir yenisi daha ekleniyor. Monografilerin ve biyografilerin yazın ekininin gelişmesi, bizden sonraki kuşaklara kaynak teşkil etmesi açısından önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Buradan, her yönüyle mükemmel bir biyografi olduğu kuşku götürmeyen Seyyid Kutup kitabına dönebiliriz. Seyyid Kutup’un içine doğduğu dünyayı, çevresini, ailesini, ülkesi Mısır’ı ve mesajını anlatması bakımından kuşatıcılık içermesi ile bu tarz biyografik çalışmalar için bir model olarak da algılanabilir bu kitap.

Bütün Müslüman dünyayı etkileyen bir öncünün çocukluğu nasıldı! Nasıl yaşadı! Neleri önemsedi! Sanatlara ilişkin yaklaşımı nedir!Amerika’da neler yaptı! Düşünceleri nasıldı!..vb Kutup’la ilgili hemen bütün soruların cevabını bulabileceğimiz bir çalışma bu. Kitap Seyyid Kutup’un, tek bir sıfatla tanımlanamayacak ender şahsiyetlerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü Kutup, bir edip, şair, entelektüel, eğitimci, ideolog, mücahid ve hepsiden önemlisi, şehitlik sıfatı ile şereflenmiş büyük bir insandır. Tarihin en hassas dönemlerinden birinde, emperyalizmle karşı karşıya kalan bir toplumun bünyesinden çıkmış güçlü bir karakter. Eser, Seyyid Kutup’un İslam dünyası üzerinde tesirleri görülen farklı özellikleri vurgulamayı ve 20. yüzyılda yetişen bir İslam önderinin yeniden gündeme alınmasına yardımcı olmayı amaçlaması ile baştan takdiri hak ediyor.

Öncü Nesil Kur’an nesli

Müslümanlar olarak Seyyid Kutup’a gerçekten çok şey borçluyuz. Özellikle Yoldaki İşaretler’iyle Seyyid Kutup’un İslami kimliğimizi oluşturma yolunda yaptığı rehberliğin önemi tartışılmaz. İslam ümmetinin sömürü ve zillete mahkûm olmamak için neler yapılması gerektiğini içinde bulunduğu ortam özelinde kavramak ve çıkış yolunu ortaya koymak için çok çaba sarfeden Seyyid Kutup’un üzerinde ısrarla durduğu konuların başında ümmetin yeniden diriltilmesi gelir. Ümmetin dirilebilmesi için de ilk Kur’an nesli olan sahabeyi kendisine örnek almış öncülerin yetişmesi gerekir. Seyyid Kutup, öncülerin besleneceği temel kaynağın ise Kur’an olması gerektiğini söyler ve ilk Kur’an neslinin anladığı gibi Kur’an’ı anlamamız gerektiğinin altını ısrarla çizer.

Eserde Seyyid Kutup tekil bir kişilik olarak belirdiği gibi, koca bir yüzyılın gelişmelerine tanık olmuş bir alim ve öncü portresi olarak da biçimleniyor

Kitap’dan alıntılar:

Seyyid Kutup, tahsil için gittiği başkent Kahire'de Batılı bir dünya görüşünü benimseyerek köklerinden uzaklaşmış, ancak uzun süren bir ayrılıktan sonra tekrar köklerine dönerek İslam davasının yılmaz mücadelecilerinden biri haline gelmiştir. (sh. 15)

Kitabın ilerleyen bölümlerinde ailesinden aldığı, özellikle annesinden aldığı terbiyenin yaşantısını nasıl etkilediği üzerinde değerlendirmeler de var. Şu bir gerçek ki aile, özellikle annenin çocuğu üzerindeki etkisi yadsınamaz.

Yazılarını neşrettiği dergilerde oldukça sert bir üslup kullanıyor, işgale ve baskıya karşı sert bir tutum sergiliyordu. Kutup yazılarında özellikle kraliyet ricali, partilerin ileri gelenleri, paşalar, harp zenginleri ve yardakçıların üzerine gidiyor, toplumdaki başıbozukluk ve kargaşadan bu çevreleri sorumlu tutuyordu. (sh. 41

Burada şunu belirtmek gerekir. Amerika'da bulunduğu yıllarda ve geldikten sonra da hedef kitlesi kapitalizm ve savunucuları, kominizm ve savunucuları olmuştur. Seyyid Kutub'un halkı hedef alan bir yaklaşımı sözkonusu olmamış aksine sistemleri ve o sistemlerin yöneticilerini, savunucularını, yardakçılarını hedef almıştır. Cahiliye kavramını Mevdudi'den aldıktan sonra da bu kavramı çok daha aktif bir halde kullanmış, kullandığı bölümlerde halkı kafirlik ile değil cahillik ile, cehalet ile, cahiliye toplumu ile özdeşleştirmiştir. Bu ikisi arasındaki fark doğru konmadığı taktirde algılar ve tavırlar da maalesef yanlış olmuştur.

Rahmetli Seyyid Kutup, bir çok kitaplarda kalan aktif halde olmayan kavramları aktifleştirecek, harekete geçirecek bir dil ve üslup kullanmıştır. Hareket adamı olarak, eleştiren, düşünen ve yazdıklarını pratiğe geçiren yöntemi kullanmıştır. Onun bu yöntemi İslam coğrafyalarında büyük yankı uyandırmış, yazdıkları elden ele tercüme edilerek okunmuş, aktif halde olmayan cihad ibadeti aktif hale gelmiştir. Abdullah Azzam gibi bir hareket adamını ortaya çıkarmış, ordan da nice mücahitler, önderler çıkmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder