El değmemiş duru sözler sevdiğim için
Sevdiğim!
Şehir giysileri kıskanır ve bu yüzden bürünür geceye
Güneş gözlerinden beslenir ve saçlarını kollar görmek için
Sensizken; şehrin boş meydanlarında yürüdüm
Kalın puntolarla iri laflar ettim
Öfkemi saldım iri dişli postallar üzerine
Sevdiğim! VERA!
Hangi çocuğu okşadın
Ellerinde gülden kokular, dilinde aşk nameleri
Söylesene VERA! Hangi çocuğun adını andın
Sahi VERA!
En son ne zaman görmüştük Senayı?
Hatırlasana; deli kız sana emanet etmişti o bombaları
Sevdiğim! Bak umut kan pıhtısı rengine döndü
Sen VERA! Filistin'den geçerken sakın eteklerini toplama
Biraz kan bulaşmış şekilde çık karşıma
Ve sakın UNUTMA!!!
O ilk çocuğumuzdur
Asırlardır dillerde olan Leyla'dır
Meryem'in suskunluğunda can bulan gözleri vardır Züleyha'nın
Daha düşmeden kirli kelimeler diyarına
Bilir misin VERA!
Kaçıncı çocuk, bu kaçıncı kertik yüreğe atılan
Artık eskisi gibi değil; daha da sancılı, artık daha da sancılı
Asırlardan uzat ellerini VERA
Ellerini bulur ellerim bir girozni kuşatmasında
Dağları görüyor musun VERA
Her bir dağa bir çocuğumuzun adını koymuşlar
Muratım! Metinim! Beratım!
Hani omuz omuza vermiştik ya bir namaz kıyamında
Hani beraber açmıştık orucumuzu
Kimi Marmara'da kimi yıldızda
Koş VERA koş! Ülkemin sürgün yerlerine koş
Ağlama deli kız ben ağlarım
Seni böyle görmemeli her okul kapısında türkümüzü söyleyen kızlarımız
Ve Annelerde söyle; sakın ağlamasınlar ve onlara sakın ölüler demesinler
Söylesene VERA!
Çocuklara sıkılan hangi kurşun kahpece değildir?
Öfkemiz taş doğrusun VERA
Taş doğrusun, yüreklerimizi söksün yerinden
Bak her tarafta ellerinde sapanlı Ebabiller
Ebrehe'nin tanklarına kan kusturur
Şimdi kızıl denizi boğan, şimdi Firavunu boğan kızıl denizi
Ağlama duvarının önünde görürüm
Ki Asa değil Musa'nın elindeki çağın sökülmüş kalbidir
Bir şubat gecesi kaybettik esrarımızı VERA
Kendimizi odalarımızda bulduk
Postallı korkularımızla
Söylesene SEVDİĞİM!
Hangi rengini çaldılar gökyüzünden
Bak zulüm Çin seddini aştı
Ahh SEVDİĞİM
İçimizdeki Musalardan ne haber vardır?
İbrahimlerden Yusuflardan
Yoksa Musa'yı kızıl denizde yalnız mı bıraktık?
Kendi ellerimizle mi verdik İbrahim'i Nemrutlara?
Şimdi hangi kuyudan gelmede Yusuf'un sesi
Unutma VERA!
Filistin de her doğan yeni çocuk ilkin annelerinin göğsüne
Sonrada yerdeki taşlara uzanırlar
Neredesin?
Ey İsmail in boğazındaki merhamet
Üzerimizde ki bu acıyı kaldır
Ya ebabilleri gönder ya bizi de oraya aldır
Her taraftan bana yönelir seni arayan sesim
VERA BENİM! VERA BENİM
İrfan'ın Yorumu
Bu güzel şiiri, aynı güzellikte okuyan şehid Numan Arıman'a rabbimden af ve mağfiret diliyorum. Gözlerimi yaşartan bu şiiri gönderen Şevket Abi'mi de, kendimi de Numan kardeşim ile ele ele cennetlerde buluşmak için Rabbimden niyaz ediyorum.
Tanımadım Numan kardeşimi
Görmedim...
Ama bu şiiri okurkenki ses tınısı aldı götürdü beni
Alsın götürsün sizleri de diye hem şiiri hem de kendi okuyuşunu sizlerle paylaşıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder