Kitabın Adı: İn
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Yazarı: Sabri Uzun
Kitabı Bitiriş Tarihi: 9/5/15
İrfan'ın Notu:
Çok yoğun geçiyor. Bu
yoğunlukta ortaya çıkan belgeler, bilgiler, izlediğimiz görüntüler... Akıl alır
gibi değil. Özellikle adalet duygumu yitirmemek için okuduğum, izlediğim,
baktığım bütün meselelerde o camiadan çıkmış ve insaflı olarak da bildiğim
Hüseyin Gülerce'nin kanaatlerini de takip etmeye çalışıyorum. Bu yüzden pazar
günleri Ortak Akıl programı referans çizgim ya da nirengi noktam oluyor
diyebilirim.
Hükümet tarafının fanatikleri
ile cemaat tarafının fanatiklerini ayırarak olayları sakin bir kafa ile takip
etmek istiyorsanız Hüseyin Gülerce'yi takip edin derim. Bununla birlikte
fanatiklerin yaklaşımları da size savaşın boyutları açısından bilgilendirici
olur.
Ama yakınlarda çıkan
kitaplardan da bigane kalmamanız için en fazla gündemde olan iki kişinin kitaplarını
da tavsiye ederim. Birisi Sabri Uzun diğeri de Hanefi Avcı. Arka arkaya
okuduğum paralel bilgilendirme kitaplarına devam diyorum başka da bir şey
demiyorum...
Kitap ile ilgili alınan notlara bir göz atalım:
İlk önce kitapta Sabri
Uzun'un Fetullah Gülen'den alıntıladığı şok edici kaydın çözümü:
"Adliyede, Mülkiye'de
mevcut olanlar mevcudiyetlerini korumazlarsa, arkadan gelenlerin mevcudiyetini
koruyamayız. Bir taraftan o kanun ve kuralları, diğer taraftan da kanun ve
kural adamı olma imajını kullanmalıyız. Yani sizi gören, 'Bunlar kurallara
harfiyyen riayet ediyorlar' demeli ... Ta ilerilere gitmeli, can damarları
içinde dolaşmalıyız. Cepheleri öğrenmeleri lazım arkadaşlarımızın... Hukuk
sistemini didik didik etmeliler. Sistemin püf noktalarını bilmeleri lazım. Biz
de çalışıp onları istifade edecekleri mevkilere getirmeliyiz. Dikkatli
olmalıyız. Erken harekete geçersek tepemize binerler. Durmadan hazırlanmalıyız.
Zamanı gelince, uygun boşluk bulunca maratona geçeriz. Devlet memuru
arkadaşlarımız kahramanlık yapamazlar.
Erken vuruş yaparlarsa dünya başlarını ezer. Bütün anayasal müesselerdeki güç
ve kuvveti cephemize çekeceğimiz ana kadar her adım erken sayılır." (sayfa
19).
Ve 2002'den sonraya dair
Uzun'un yaptığı enteresan bir tespit:
"Cemaat, Türkiye'de
Kasım 2002'de iktidara gelen Ak Parti hükümetinin, er geç askerler tarafından
iktidardan uzaklaştırılacağına inanıyordu. Muhtemel bir Ak Parti-Asker çatışması
durumunda da Cemaat'in bürokrat kadrolarının harcanmasını istemiyoru. Bu
nedenle Cemaat, 2002-2005 yılları arasında hiçbir "imamının"
bürokraside görev almasını istemedi. Geçen zaman içinde Ak Parti hükümetinin,
beraber çalıştığı bürokratlarla "başarılı" olduğunu görünce yeni bir
taktik belirledi; ihbar mektubu ve ihbar elektronik postalarıyla o bürokkatlar
görevden alınıp, yerlerine Cemaat imamları getirilmeye başlandı." (Sayfa,
37)
Ve daha nice olaylar ile
ilgili çarpıcı tesbitler. Türkiye'de neler olmuş, neler oluyor. Hayır hayır
uzak bir tarihten bahsetmiyorum, inanmayacaksınız ama yakın tarihten de
bahsetmiyorum... An'dan bahsediyorum... Paralel okumalara devam diyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder