Kitabın Adı: 100 Soruda Fethullah Gülen ve Hareketi
Yayınevi: Timaş
Kitabı Bitiriş Tarihi: 04 Mayıs 2015 Pazartesi
İrfan'ın Notu:
Hükümet ile Fetullah Gülen
cemaati arasındaki savaş paralel boyutlarda hızla devam ediyor. Paralel
okumalar serisinde Fetullah Gülen ve hareketini daha yakından tanımak için
güvenilir bir yazara ihtiyaç vardı. Bu da sanırım Doğu Ergil olsa gerek. Her ne
kadar bu kavgada bir taraf olsanız da iki tarafı da iyi tanımanız lazım ki bir
kanaate sahip olabilesiniz. Bu kavganın sonuçları her ne kadar birinci derecede
iki tarafı etkilese de hükümet görünür bir halde ise daha iyi tanınması gereken
harekete de ancak kitaplar vasıtası ile yaklaşılabilir. Bu da güvenilir bir
yazar eliyle olsa gerek. Doğu Ergil'in "Kürt Raporu" kitabı hem çok
ses getirmişti hem de konuşulmayanlar bu yazar eli ile konuşulur hale gelmişti.
Kanaatimce Doğu Ergil'in bu kitabı bazı sorulara açıklık getirir.
Kitap ile ilgili alınan
notlara bir göz atalım:
İlk önce Doğu Ergil'in kitaba
girişteki izlenimi ilgi çekici. Katılırsınız katılmazsınız ama ilgi çekici. Hep
birlikte bakalım:
"Fethullah Gülen bir
Türk Rönesansı önermektedir ve bunun için önce toplumumuzun kendi içinde barışa
ve huzura kavuşması gerektiğini savunmaktadır. Dayatmaya değil, kabule yaslanan
bir yurttaşlık hukuku, zora değil, benimsemeye dayanan bir ahlak telakkisi;
lütuf beklemeye değil, çalışıp üretip paylaşmaya bağlı bir dayanışma anlayışı
ve her şeyden önce bireyin kendisinden olduğu kadar toplumun tümünden sorumlu
olduğu önerisi, geniş bir kesime cazip gelmiştir. Teklif edilen 'devletin
milleti' olmak değil, vatandaşların ortaklığına dayanan bir millet ve düzen
fikridir."
Yahudilerle ilgili kanaatine
bir bakalım. Fetullah Gülen ne söylemiş:
"Sözgelimi, eski
vaazlarımda yahudilerin sebebiyet verdiği sorunları genellemeci bir üslupla
değerlendirir, bazı ayet ve hadisleri bu çerçevede yorumlardım. Ama 90'lı yıllardan
sonra içine girilen diyalog sürecinde bu yaklaşımdan uzaklaştım." (sayfa
20)
Bu yapının ve liderinin
empati yaklaşımına da bir bakalım:
"... Empati, yani
kendini başkasının yerine koyabilme, onun acılarını paylaşabilme yetisi, Gülen
felsefesinin en önemli değerlerinden biri ve üyelerinden beklentisidir.
İnsanları ayrımsız kucaklayabilme kapasitesi, bireyi insanlık idealine
yaklaştırdığı kadar Allah'a da yaklaştırır." (sayfa 32) Bu ne kadar
gerçekçi okuyucunun ve bu yapı ile bir türlü yolları kesişmiş insanların
takdirine bırakalım.
Demokrasi ve Allah'ın
hakimiyeti ve milletin hakimiyeti meselesine bakış şu cümlelerle özetlenebilir:
"Demokrasi, halk
hakimiyetine dayalı bir sistem demektir. 'Hakimiyet kayıtsız şartsız
milletindir' sözüyle seslendirilen ... husus demokrasidir. Bu söz, hakimiyetin
-haşa- Allah'tan alınarak insanlara verilmesi demek de değildir. Aksine,
hakimiyetin Allah tarafından, kaba kuvvet temsilcilerinin elinden alınıp
millete verilmiş olduğunu belirtmektedir..." (sayfa 89)
Ahilik felsefesinin altı
temel ilkesi ile bu hareketi bir bütüncül olarak gören Doğu Ergil hocama bu
kanaatinin şu sıralarda da aynen geçerli olup olmadığını sormak isterdim. Ciddi
bir savaş veriliyor ve cemaat bir gıdım dahi geri adım atmıyor. Uzlaşmacı,
diyalogcu, anlayışlı, diğergamlı vs. daha birçok güzel haslete sahip cemaatin
liderinin beddua seanslarını dinleyince insan ürperiyor ve haklı olarak bu
hareketi sorguluyor.
Ahilik felsefesi ile ilgili:
"1. Elini açık tut
(paylaş)
2. Sofranı açık tut (cömert
ol)
3. Kapını açık tut
(konuksever ol)
4. Gözünü bağlı tut (Başkalarının
hatalarını görmezden gel, arsız olma)
5. Beline sahip ol (namuslu
ol)
6. Diline sahip ol (iftira
etme, kimseye hakaret etme, terbiyeli ol)" (sayfa 364)
Kitap bu hareket ve lideri
ile doyurucu bir bilgiye sahip. Ne kadar inandırıcı bu da okuyucuya ait...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder