23 Ekim 2012 Salı

Laikleri Kıçları ile Güldürelim: Kurban Bayramı Sendromuna Devam

Bilindiği gibi müşrik Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan insanlar, Kurban bayramını 25 Ekim 2012 tarihinde idrak edecekler. Ben de halkı müslüman olan diğer ülkelerde kutlanacak olan Kurban bayramının 26 Ekim 2012 tarihinde olduğunu söylemiş, biraz agresif bir dil, biraz da kendime has espri katmıştım.
Bu yazı sonrasında kimi arkadaşlarım kanaatlerime katılmış, kimi arkadaşlarım sert eleştirilerde bulunmuş, kimi akrabalarım belgelerle beni susturmaya çalışmış, kimi çok kıymetli (niyetlerinin sahihliği konusunda zerre kadar şüphe etmediğim) abilerim de ince çakmalarla çakmaya devam etmişlerdir.

O yazıda şu soruyu sormuştum: Sayın diyanet işleri başkanı. Siz bu sene hacca gittiğinizde kurban bayramını ne zaman idrak edeceksiniz?
Yazıya Diyanet İşleri'nden bana cevap gelmedi ama, Diyanetin cevabı bir akrabam tarafından ulaştırıldı. İlk önce bu cevabı yayınlayalım, ondan sonra laikleri kıçları ile güldürmeye devam ederiz... Siyahlaştırmış olduğum yerlere dikkatinizi çekerim...



Diyanetin Kurban Bayramı ile ilgili açıklaması:



Din İşleri Yüksek Kurulu, 17/10/2012 tarihinde Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Dr. Hüseyin KAYAPINAR’ın başkanlığında toplandı.

Başkanlığımızca daha önce ilan edilen Hicri 1433 yılına ait Zilhicce ayı başlangıcına esas olan içtima ve ru’yet ile ilgili tespitler görüşüldü.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın takviminde hicri ayların başlangıcı, 27-30/11/1978 tarihinde İstanbul’da yapılan Rüyet-i Hilal Konferansı’nda alınan kararlar doğrultusunda tespit edilmektedir.

Bu kararlardan bazıları şunlardır:

1. İster çıplak gözle, isterse modern ilmin rasat metotlarıyla olsun, asıl olan hilalin ru’yeti’dir.

2. Astronomların hesapla tespit ettikleri Kameri Aybaşlarına dinen itibar edilebilmesi için, onların bu tespitlerinin, hilalin güneş battıktan sonra ve görüşe mani engellerin bulunmaması halinde gözle görülebilecek şekilde ufukta fiilen mevcut olması esasına dayandırılması gerekir ki, bu ru’yete “hükmi ru’yet” denir.

3. Hilalin görülebilmesi için iki temel şartın gerçekleşmesi zorunludur:

a) İçtima ( kavuşum)’ dan sonra Ay ile Güneş’in açısal uzaklığı 8 dereceden az olmamalıdır. Bilindiği üzere ru’yet, 7 ile 8 dereceler arasında başlamaktadır. 8 derecenin esas alınmasında, ihtiyat bakımından görüş birliğine varılmıştır.

b) Güneş’in batışı anında Ay’ın ufuktan yüksekliğinin açısal değeri 5 dereceden az olmamalıdır. Sadece bu esasa göre normal durumlarda hilalin çıplak gözle görülebilmesi mümkündür.

4. Hilalin ru’yet edilebilmesi için belli bir yer şart değildir. Yeryüzünün herhangi bir bölgesinde hilalin ru’yet’i mümkün olursa, buna istinaden ayın başladığına hükmetmek doğru olur.”

Yukarıdaki kararlar doğrultusunda yeryüzünün herhangi bir yerinde hilalin görülmesine bağlı olarak, ihtilafı-ı metalie itibar edilmeksizin, hicri aybaşlarının tespit edileceği ilkesi benimsenmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı da hicri aybaşlarını bu ilkeler doğrultusunda belirlemektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığının Kandilli Rasathanesi ile birlikte yaptığı hesaplamalara göre 1433 yılı Zilhicce ayının hilali 16 Ekim 2012 tarihinde evrensel zaman (U.T.) ile 01.20’de aşağıdaki yerlerde görülmüştür:

1. 69 derece 20 dakika 44.952 saniye Güney enlemi, 86 derece 17 dakika 56.58 saniye Batı boylamına sahip Büyük Okyanus, Antartika’nın Kuzeyi, Güney Amerika kıtasının Güneyinde; Güneş, 15 Ekim 2012 tarihinde bölgenin yerel saati ile 21:20’de, Ay ise 22:44’de batmıştır.

2. 36 derece 51 dakika, 56. 38 saniye Güney enlemi, 105 derece 51 dakika, 48.528 saniye Batı boylamına sahip Büyük Okyanus, Güney Amerika Kıtası açıklarında; Güneş, 15 Ekim 2012 tarihinde bölgenin yerel saati ile 18:20’de, Ay ise 18:58’de batmıştır.

3. 4 derece 23 dakika 7.836 saniye Güney enlemi, 112 derece 11 dakika 12. 372 saniye Batı boylamına sahip Büyük Okyanus, Ekvator-Peru açıklarında; Güneş, 15 Ekim 2012 tarihinde bölgenin yerel saati ile 18:20’de, Ay ise 18:45’de batmıştır.

Yukarıdaki yerlerde hilal ilk defa görülmeye başladığında Türkiye’de ve Mekke-i Mükerreme’de henüz imsak vakti olmamıştır. Buna göre hilalin görüldüğü saatte Türkiye’de de gece devam etmektedir. Dolayısı ile hilalin görüldüğü gece fıkhen Zilhicce ayının başlaması noktasında Türkiye’yi de içine almaktadır. Yukarıda zikredilen bu bilgiler çerçevesinde, Zilhicce ayının ilk günü 16 Ekim 2012 Salı; Kurban bayramının ilk günü ise 25 Ekim 2012 Perşembe günüdür.

Her Müslüman, Ramazan ayının başlangıcı ve dinî bayramların hangi günlerde olacağı konusunda, bulunduğu yerdeki uygulamaya tabi olur. Dolayısı ile hem Türkiye’deki, hem de Suudi Arabistan’daki vatandaşlarımızın, hac ve kurban ibadetleri konusunda her hangi bir tereddüde düşmelerine mahal yoktur.

------------------------------------------

Diyanet'i açıklaması burada bitiyor, şimdi de eleştiri örneklerinden birini de alayım, ki laikler iyice kıçları ile gülerek çıldırsınlar !

Ayrıca dayıcığım yazında sanki biliyormuşsun veya okumuşşun gibi bazı ilmi gerekçeleri kendi kafana göre yorumluyorsun. Bu çok yanlış çünkü sen ne islami ilimler okudun ne de bu konulara vakıfsın. Bir de laikliğe olur olmaz yerde atıf yapıyorsun hergün kıldığımız 5 vakit namaz da diyanetin takvimine göre kılıyoruz o zaman onlar da kabul olmuyor. Bu mantık kusura bakma ama içi boş bir radikalliğin semboludur. Bu mantık yüzünden küçük bir kesim cuma namazını camileri din adına terketti ama sonunda kendileri beynamaz oldu çıktı camilere zarar veremediler. Sapla samanı karıştırıyorsun sanki sen tek tevhidi müslümanmışsın gibi davranıyor bunu da herkese göstermek istiyorsun. Yanlış yapıyorsun bilmediğin sularda yüzüyorsun vesselam. Ha imkanım olsa bir gün sonra kurbanımı keserim ancak bir de işin fitneye giden bir yolu var aslolan bayramların tek vücüt seklinde ifa edilmesi. Öptüm

---------------------------------------------------

İrfan'ın Yorumu:

1. Diyanet işlerinin gönderdiği yazıda Büyük okyanus, Güney Amerika kıtası açıkları, Ekvator, Peru ... Sanırım buralar Türkiye topraklarına sınır bölgeler !

2. Diyanet bu kadar açıklamayı en son hükmüne delil olsun diye söylemiş olsa gerek. Her müslüman kendi ülkesindeki kurallara göre hareket edecektir. Bu  kadar.

3. Daha önceki sorumun cevabını aldığıma göre şimdi yeni bir soru silsilesi ile laikleri kıçları ile güldürmeye devam edeyim o zaman:

- Dünyada müşrik laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti devleti'nin bir kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın teknik donanımlarına sahip başka bir ülke yok mudur?

- Hayır, birçok ülke artık çocukların dahi anlayabileceği şekilde gökyüzündeki yıldızların, gezegenlerin hareketlerini çözebiliyor ise, bu bilgiçlik neden?

- Kameri ayların tesbiti konusunda Türkiye Cumhuriyeti devleti ile aynı kanaate sahip bir başka ülke var mıdır?

- 2012 tarihinde idrak edeceğimiz Kurban Bayramı'nı Türkiye devleti dışında 25 Ekim 2012'de idrak edecek başka bir devlet, ülke, millet, var mıdır?

- Eğer yoksa, bütün İslam aleminin ortak olarak kutlamak istediği bir günün dışında bir günü laf kalabalıkları ile anlatıp insanların aklını karıştırmaya çalışan diyanet fitne çıkarmıyor da biz mi fitne çıkartıyoruz?

- İlmi konuları geçiyorum, fıkhi konuları geçiyorum, akli olarak şu soruyu sorma hakkım yok mu? Neden? Neden Türkiye'de yaşayan insanlar bir gün önce bunu yaşıyor. Başka hiçbir ülke neden yok? Neden?

- Ve neden televizyonlarda, gazetelerde bu konu ile ilgili aklı başında insanlar bir şeyler söylemezler. Hakkını yemeyelim Ali Bulaç söyledi: Diyanet ne derse odur kabilinden !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder