22 Temmuz 2010 Perşembe

Erkekler Ağlamaz Ya Zalimler?

"Utanmak da ağlamak da erdemdir beyler ve hanımlar. Utanç içinde devletin yanlışlarıyla yüzleşirken ağlayan bir başbakanla dalga geçmek ise utanmazlıktır. Ağlayabilen bir başbakana sahip olmak iyidir. Ama gözyaşıyla dalga geçen kanaat önderlerine sahip olmak tehlikelidir."
Yıldıray Oğur (Taraf Gazetesi, 22 Temmuz 2010)

Allah bu gözyaşlarıyla dalga geçenlerin kalbinden merhameti almışsa kim ne yapabilir ki? Ağlamak insanoğlunun duygularının gözyaşları ile dışavurumu değil midir? Filmlerde ağlayan bir kadın, ağlayan bir erkek her zaman ilgi odağı olmamış mıdır? Bir başbakanın ağlamasının altında siyasi hesaplar, politik amaçlar güttüğünü söyleyenler... Velev ki böyle olsa bile bir insanın gözyaşları böyle mi eleştirilir.
Başbakanın ağlamasını samimi bulmayanlar varmış. Sizin şu halinize acınır ancak ve siz bu halinize ne kadar ağlasanız gözyaşları yetmez bu durumunuzu izaha...
Devlet Bahçeli, sen hiç ağladın mı? Eğer ağladı isen o gözyaşları gerçek mi değil mi?
Kemal Kılıçdaroğlu, sen hiç ağladın mı? Senin ağladığın zaman döktüğün gözyaşlarının gerçekliğini kim test edecek? Bu şekilde sidik yarıştırmanın kime ne faydası olur.

Bir başbakan, bir insan, ağlıyor... Gözyaşı döküyor...
İnanın Deniz Baykal'ın başına gelenleri biliyorsunuz... Alçakça ve kalleşçe bir kumpasın mağduru değil mi Baykal? O son istifasını verdiği basın toplantısında gözyaşı döküp kendisine haksızlık yapıldığını söyleseydi, ne diyecektiniz? Timsah gözyaşları mı diyecektiniz?
Allah'ın yarattığı bir insan, gözyaşı dökebiliyorsa, merhamet duyguları vardır onun, onunla bir şekilde konuşulabilir, anlaşma yolları aranır...
Kim olursa olsun bu böyledir...
İnsandır çünkü, kendisi hayvandan farklı yaratılmıştır.
Ahmet Hakan ile ilgili de kanaatleri var Yıldıray Oğur'un. Ahmet Hakan dönek değil, bunu artık kabul etmek lazım. Bu adam böyleydi zaten, kendisi rahat adam, gözyaşını bile fütursuzca kalemine dolamış bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı !

Ağlamak... Of... Göz yaşı dökebilmek... Ne büyük bir hediyedir insana Allah tarafından. Bu hediyenin farkında olamayanlar ayrı bir gaflettedir ama bu hediyeyi gözleriyle görüp de o ateşten kurumuş gözlerin sahipleri bambaşka bir gafletin çukurundadırlar. Ne söylenebilir ki?
Hz. Peygamber'in dediği gibi: "Allah senden merhameti almışsa ne yapabilirim ki?"
Peygamber ne yapsın, ben ne yapayım?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder