İmam hatip mezunu olan bu arkadaşımız, Kanal 7 deki haberleri sunması ve aynı kanalda İskele Sancak programı ile kendini göstermiştir. Gerçek şu ki gerçekten de o dönemde kaydadeğer programlardan biri olmuş ve ülke gündemininde etkin hale gelmiştir. Dost-düşman Kanal 7'deki haberleri izlemek için sabırsızlıkla bekler olmuştuk. Hakkaniyetli ve zulme maruz kalanların haklarını savunan biridir o zamanlar Ahmet Hakan...
Öyle midir gerçekten ya da şöyle soralım, öyle miydi gerçekten?
Bugünün Ahmet Hakan'ı ile o günün Ahmet Hakan'ı arasında bir fark var mıydı sorusu sorulsa, benim kendi kanaatim "aynıydı" cevabı olur. Yanılıyor olabilir miyim acaba?
Kendisi bugün "HAYIR" cephesinde yer alıyormuş... Yani kimlerin yanında onu belirtmekte fayda var. MHP, CHP, PKK, BDP, Yargıtay, Danıştay, DP, Hürriyet, Ertuğrul Özkök, Ergenekon...
Şimdilerde yazdıklarına baktığınızda "ne diyor bu adam" demez misiniz? Son derece rahattır kendisi, duyguları kalmamıştır sanki. Sinirleri alınmış, tepki vermez hale gelmiştir nerdeyse.
Ben o dönem de bugünkü ile aynı olduğunu savunuyorum. Güzel bir elmanın içerisine girmiş bir kurtun içten içe çürüttüğü meyvedir Ahmet Hakan. Bizler o zaman içini göremiyorduk, şimdi görmeye başladık. Ergenekoncularla aynı safta olmak nasıl bir duygu... Tınnnn... Ses yok.
Hürriyet'e başladığında hocası Ertuğrul Özkök'ün tavsiyesine uyuyor: "Her türlü eleştiri gelebilir, takmayacaksın." Takmıyor Ahmet Hakan...
Öyle midir gerçekten ya da şöyle soralım, öyle miydi gerçekten?
Bugünün Ahmet Hakan'ı ile o günün Ahmet Hakan'ı arasında bir fark var mıydı sorusu sorulsa, benim kendi kanaatim "aynıydı" cevabı olur. Yanılıyor olabilir miyim acaba?
Kendisi bugün "HAYIR" cephesinde yer alıyormuş... Yani kimlerin yanında onu belirtmekte fayda var. MHP, CHP, PKK, BDP, Yargıtay, Danıştay, DP, Hürriyet, Ertuğrul Özkök, Ergenekon...
Şimdilerde yazdıklarına baktığınızda "ne diyor bu adam" demez misiniz? Son derece rahattır kendisi, duyguları kalmamıştır sanki. Sinirleri alınmış, tepki vermez hale gelmiştir nerdeyse.
Ben o dönem de bugünkü ile aynı olduğunu savunuyorum. Güzel bir elmanın içerisine girmiş bir kurtun içten içe çürüttüğü meyvedir Ahmet Hakan. Bizler o zaman içini göremiyorduk, şimdi görmeye başladık. Ergenekoncularla aynı safta olmak nasıl bir duygu... Tınnnn... Ses yok.
Hürriyet'e başladığında hocası Ertuğrul Özkök'ün tavsiyesine uyuyor: "Her türlü eleştiri gelebilir, takmayacaksın." Takmıyor Ahmet Hakan...
Ders vereceksin mantığında, iktidara yalaka olmaktansa 12 Eylülcülere payanda olurum havasında.
Çıkmamış candan ümit kesilmezmiş, insandan da ümit kesilmez diyebiliriz...
Ama benim ümidim yok neden acaba?
Bir de Hasan Cemal'e bakıyorsunuz bu arada. Yazdıklarına, özeleştirilerine, kitaplarına... "Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım" ile kendi kendine hesaplaşmasına, günah çıkartmasına... Asker Sorununu anlatan kitabıyla gerçek bir problemin ne olduğu sorusuna verdiği cevaplara...
Ve Ahmet Hakan...
Elma çürümüş artık, ne yapılabilir ki? Magazinlerde boy gösteren sanatçıların değerlendirmesini yapar bizim Ahmet Hakan. Ara sıra başörtüsünü savunduğunu yazar bu Ahmet Hakan...
Vicdan dürtülerini yitirmiştir maalesef. Ertuğrul Özkök senin hocan olacağına, Hasan Cemal olsaymış...
Ey Rasim!
İşte sana iki adam... Birisi Ahmet Hakan Coşkun, diğeri Hasan Cemal...
İkisini de tanıyorsun, ikisini de benden daha iyi tahlil edeceğine zerre kadar kuşkum yok...
Vicdanının seni yönlendirdiği yola git, eğilip bükülme, senin için dua edildiğini unutma, bir bakarsın bu dualar sende farklı bir cevheri de açığa çıkartır kim bilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder