5 Ekim 2011 Çarşamba

Ben Patnos'dayken Amerikalı Askerler Nerdeydi: Jarhead

JARHEAD

İrfan'ın Yorumu:
Patnos... Ağrı'nın bir ilçesi. İlk kez gerçek bir savaşın gölgesi üzerimize doğru geldiği yıllar. 1990. Telefon ile ailemi arıyorum: Babacım, annecim, terhisler durduruldu, Türkiye'de savaşa girebilir, hakkınızı helal edin, belki yola bile çıkabiliriz...
Evet... Ben Patnos'da askerliği bitirmeye çalışırken Saddam Kuveyt'e girdi, Amerikan askerleri ortadoğuya çöreklendi ve 1. Körfez savaşı başladı. CNN ve Türkiye'de özel bir kanal olan Star TV en çok izlenen tvler oldu. Askeri gazinolarda, TV'lerin olduğu yerlerde bütün televizyonlar açık, Star ve CNN gırla izleniyor. İşte ben Patnos'dayken Amerikan askerleri hangi ruh hali ile körfezdelermiş, bunu çok iyi yansıtan bir film. Kavanozkafa ! (Jarhead).
Amerikan askerinin ahlaki seviyesinin ne derece yerlerde gezindiğini burda görebilirsiniz, asker isen sorgulamazsın, emirleri yerine getirirsin, öldürürsün, ateş edersin...
Çarpıcı sahneleri ile görülmeye değer bir 1. Körfez Savaşı filmi. Kayıtsız kalınamaz.


  • Filmin Özeti

1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgaliyle başlayan Körfez savaşı döneminde, 3. jenerasyon askerlerden Jarhead, sınırlı ve rahat bir görevden çok daha aktif bir göreve alınır. İşi Irak askerleri ve sıcağa karşı hiçbir savunması olmadan sırtında dev bir çanta, ağır bir tüfekle Orta Asya çöllerinde nereye gittiğini bilmeden ilerlemektir.


Film ile ilgili internetten bir yorum:

Savaş filminizi nasıl alırdınız? bol kanlar, havada uçuşan uzuvlar, normandia çıkarması gibi çatışma sahneleri mi istersiniz yoksa full metal jacket, nefes ve jarhead tarzı psikolojik-gerilim-drama olarak mı alırdınız?

jarhead filmi belki bir apocalypse now, bi platoon gibi çatışma sahneleri içermez ama o filmlerin toplamından daha fazla askerlik ve psikoloji üzerine derinlemesine analizler yapar. bence bu filmi bu kadar çok sevmemin ve bence bir baş yapıt olmasının ana nedeni de budur. filmde ki er kişimizin acemilik dönemini atlatıp marina corps'lara geldikten sonra jamie foxx'un o gazından sonra kendinizi sanki call of duty modern war'un içinde bulunup leblebi gibi şarjör boşaltılacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. film boyunca esas düşmanla bir kez çatışmaya girilmiyor, esas düşmanla bir kez karşılaşılıyor ve esas düşmana tek bir kurşun bile atamayarak film sona eriyor. bu bir nevi modern çağ savaşlarının kısa bir özeti gibi de duruyor. 3 günde biten savaşlar, kilometrelerce uzaklıkta ki komuta odasından yollanarak nokta atışı yapan füzeler ve bunun gibi modern çağlık şeyler. hiçbiri bu filmde yok.

aslında bu film savaş kavramına bir başka açıdan bakmakta. tüfek çıktı mertlik bozuldu lafına binaen orta çağ savaşlarında olduğu gibi kahramanlıklar, kılıç, kalkanla kazanılan kahramanlık savaşları, dünya savaşlarıyla birlikte geride kaldı. işte jarhead'de gördüğümüz körfez savaşı'nda da savaşın sonucunu belirleyen ve gidişatını etkileyen ne kılıç, ne tüfek, ne de miğfer oldu. savaşlar çok daha soyut ve değersel etkenlerle kazanılır olmuştu. hal böyle olunca savaşa gönderilen yarım milyon askerin sadece sayısal bir rakamdan ibaret olduğu açık. bu filmde askerler bu yüzden bekliyor. bu savaşta hiç bir işlevlerinin olmadığı ve savaşa hiç bir şekilde müdahale edemeyecekleri gerçeği tokat gibi yüzlerine vuruluyor. ve bir çölün ortasında aylarca beyhude bekliyorlar. aylarca tam teçhizat nöbet tutmasına rağmen bir kez bile düşman göremeyen askerin bir ıraklı subay görünce onu vurmak ve en azından bir şey yapabilmenin tadına varmak için üssüne yalvarması. madem buraya kadar geldik bari bir düşmanla çatışarak bir mermi atabilseydik hezeyan ve psikolojik sıkıntısı. ve sonunda havaya yağdırılan mermiler. savaşın anlamsızlığını pek çok film işledi şu güne dek, savaşı eleştiren yüzlerce sinema filmi çekildi. ama bir askerin hissettiği bu "işlevsizlik" duygusunu irdeleyen ilk ve tek güncel film oldu jarhead. işlenen tema "sıkıntı", hiç bir şey yapmadan aylarca beklemek, sıkıntıdan akrepler dövüştürmek ve askercilik oynamak. bu bir psikolojik baş yapıttır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder